Çıngıraklı yılanlar ile kum tanelerinin sayısı arasında bir yerde. | Open Subtitles | في مكانِ ما بين عدد الثعابين وحبات الرمل. أنها كثيرة. |
Burada bir yerde büyük plastik bardak çantası olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | حسناً ، اعلم ان هناكَ حقيبة كبيرة من الأكواب البلاستيكية في مكانِ ما هنا |
Şimdi herkes havuz başında bir yerde kıçını bronzlaştırdığını düşünüyor. | Open Subtitles | الآن، الجميع يظن إنك تتسكع في مكانِ ما و تحرك مؤخرتك بكُل راحة |
Point Place'te kalacağız. | Open Subtitles | نحن سَنَبْقى في مكانِ النقطةِ. |
Onu mekanımızı ayakta tutmak için elimde tutmalıydım, çünkü... | Open Subtitles | كان عليّ أن أحافظ على حياتِه ... في مكانِ آمنِ سويّاً، لإنّني |
Benimkini saymazsak park yerinde üç araba var. | Open Subtitles | هناك ثلاث سيارات في مكانِ الوقوف ، مع سيارتي |
Onun orada bir yerde korkmuş olduğunu bilebile burada öylece oturup telefon bekleyemem. | Open Subtitles | لا يُمكنني الجلوس هُنا أنتظر الهاتف يرن وأعلم إنها هُناك في مكانِ ما تشعر بالخوف. |
Ben de böyle bir yerde böyle bir köpek olmak isterdim. Köpek sahibi olunca nasıl heyecanlı olacağımı size anlatamam. | Open Subtitles | في مكانِ كهذا ليس بإستطاعتي التعبيرُ عن مشاعري الفيّاضة, لحصولي على كلب |
Boş bir odanın çok elverişli olduğunu okumuştum bir yerde. - Nerede okudun? | Open Subtitles | لقد قرأت في مكانِ ما أن الغرفة الفارغة هي فرصة |
Eğer bu dünyaya başka bir yerde gelmiş olsa mesleği bu olabilirdi. | Open Subtitles | لو جاء لهذا العالم في مكانِ أخر، كان من الممكن أن يجعلها عمل حياته |
Böyle acayip bir yerde olmak zor geliyordur. | Open Subtitles | لابد أنه من الصعب لكِ المكوث في مكانِ غريب |
Kurt adam düzen hastası olsa da bir yerde bir ipucu bırakmıştır. | Open Subtitles | بالرغم مِن أن ذلك الوحش مُنظماً للغايه لعلَّه تركَ دليلاً في مكانِ ما |
Tüm bu güncelleştirmelerin altında, hâlâ oralarda bir yerde. | Open Subtitles | في مكانِ ما وراء كل تلك التحديثات لا يزال موجوداً |
Seni uyarıyorum. Daha sonra dinlenebileceğin bir yerde yap. | Open Subtitles | أحذّرك ,أستخدمها في مكانِ حيث يمكن أن ترتاح بعدها |
Tek bir yerde kalmaya değer bir şey bulmaktan. | Open Subtitles | إيجاد شيءِ يساوي البَقاء في مكانِ واحد |
Ailem orada, uzaklarda bir yerde muhtemelen öldüğümü düşünüyor. | Open Subtitles | عائلتي في مكانِ ما وربما يظنوني ميتة |
Doğrusu bambaşka bir yerde olurdum . | Open Subtitles | أنا أيضًا أود أن أكون في مكانِ آخر. |
Point Place'e hoşgeldin. | Open Subtitles | مرحباً بكم في مكانِ النقطةِ. |
"Point Place'e hoşgeldiniz" | Open Subtitles | "مرحباً بكم في مكانِ النقطةِ |
Onu mekanımızı ayakta tutmak için elimde tutmalıydım, çünkü... | Open Subtitles | كان عليّ أن أحافظ على حياتِه ... في مكانِ آمنِ سويّاً، لإنّني |
park yerinde konuştuğum diğer adam nerede? | Open Subtitles | أَقُولُ، حيث ذلك رجلِ آخرِ، واحد أنا هَلْ كُنْتُ كَلام مع في مكانِ الوقوف؟ |