| Kızın biriyle sözleşip otoparkta buluştuk. | Open Subtitles | حصلت على خدمته الخلوية، والتقيت فتاة في موقف للسيارات. |
| Arka azı dişlerini otoparkta anestezi olmadan sökmüş. | Open Subtitles | والذي خلع له ضرسين من اضراسه الخلفية بدون تخدير في موقف للسيارات |
| Ona otoparkta rastladım ve sizin lab'ınızı görmek istedi ve çok kuvvetli birisi. | Open Subtitles | التقيته في موقف للسيارات أراد رؤية المختبر وكذلك ، وانه... انه قوي جدا |
| Adm demin topu park yerine mi gönderdi? | Open Subtitles | هل كان مجرد رمي الكرة في موقف للسيارات سخيف؟ |
| Baba maba, park yerine sıcak kahve döküldü. | Open Subtitles | " أبي ، ازعاج ، سكب القهوة الساخنة في موقف للسيارات " |
| Barın kapanış saatinden sonra iki arkadaşıyla araba parkında kaldı. | Open Subtitles | بعد وقت إغلاق حانة ، مكثت في موقف للسيارات مع بضعة أولاد ، ولكن هذا هو بارد. |
| Bir araba parkında tartışırken görülmüşler. | Open Subtitles | شوهدا وهما يتجادلان في موقف للسيارات |
| Ralph Wilson Stadyum'unda Judas Priest'i izleyecektim ama arkadaşım Champ Silvers park alanında bana otuzluk bira verip içemezsin dedi. | Open Subtitles | وكان من المفترض أن نرى كاهن يهوذا في، اه، واستاد رالف ويلسون، ولكن صديقي، البطل فضيات، عندما تحدى لي لشرب القذرة 30 حزمة في موقف للسيارات. |
| Evet, biri onu eczane otoparkında bırakıp korkmasını sağlayana kadar. | Open Subtitles | نعم، حتى شخص تركوه في موقف للسيارات صيدلية وانه استثنائي. |
| Araba 10 dakika önce buraya 45 dakika mesafede bir otoparkta bulundu. | Open Subtitles | عُثِرَ على السيارة منذُ 10 دقائق في موقف للسيارات على بُعد 45 دقيقة من هنا. |
| Tabii, şu an bir otoparkta tek başıma yaşıyorum. | Open Subtitles | بالطبع، الآن أنا اعيش وحيداً في موقف للسيارات |
| Şimdi, kulüp dışında, bitişik bir otoparkta , | Open Subtitles | الان , خارج النادى , في موقف للسيارات مجاور |
| Ya da kamusal alanda otoparkta eski karınla oynaştığını. | Open Subtitles | أو أنك لم يعطيها لزوجته السابقة الخاصة بك في موقف للسيارات العام. |
| Sanırım yaralanmalar bir otoparkta olmuş. | Open Subtitles | أعتقد أنّ الإصابات ربما قد حدثت في موقف للسيارات. |
| Dave işlerin yolunda gitmediğini bizi ıssız bir otoparkta... çöp kutularının önünde görünce anlayacak! | Open Subtitles | سيكتشف ريد ان هناك خطب ما عندما يرانا واقفين بجوار سلات المهملات في موقف للسيارات وسط مكان مجهول |
| Baba maba, park yerine sıcak kahve döküldü. Ev. | Open Subtitles | " أبي ، ازعاج ، سكب القهوة الساخنة في موقف للسيارات " |
| Pearl City'deki bir park yerine bırakılmış. | Open Subtitles | مهجورة في موقف للسيارات في" بيرلسيتي" |
| - Charlie'nin araba parkında kavga ettiği adam. | Open Subtitles | من؟ الرجل الذي تشاجر (تشارلي) معه في موقف للسيارات |
| Bu dişi araba parkında Stoddart'a gösterdim. | Open Subtitles | عرضت ذلك الناب لـ (ستودارت) في موقف للسيارات |
| Hollywood'da bir park alanında. | Open Subtitles | في موقف للسيارات في هوليوود |
| park alanında bir güvenlik kulübesi bulunmakta. | Open Subtitles | هناك كشك أمن في موقف للسيارات |
| Kalp krizi, anevrizma ya da market otoparkında kalbine yediği bir bıçak. | Open Subtitles | هجوم القلب، تمدد الأوعية الدموية، طعن في القلب في موقف للسيارات مركز تجاري. |