| Sen, bugün Bu oteldeki, en güzel Haziran gelini olacaksın tatlım. | Open Subtitles | انت ستكونين جميلة عريسة يونيو في هذا الفندق اليوم , عزيزتي |
| Bu oteldeki barın gündelikçi* bir yer olduğunu sanıyordum . | Open Subtitles | أعتقد أن شريط الإستراحة في هذا الفندق كان مكان للعاهرة |
| Doğal olarak Bay Lewis ayrıldığı zaman sizi bu otelde bir daha görmeyeceğim. | Open Subtitles | بالطبع و بالتالي عندما يغادر السيد لويس لن اراك مجددا في هذا الفندق |
| bu otelde bir Nainsan olduğuna dair güvenilir bir istihbarat aldık. | Open Subtitles | لدينا معلومات موثوقة بأن لابشريا موجود هنا في هذا الفندق الآن |
| Neden olmasın? O otelde sonsuza kadar kalamazsın. Burayı paylaşabiliriz. | Open Subtitles | لا يمكنكَ البقاء في هذا الفندق للأبد، يمكننا أن نتشارك في هذا المكان |
| Bu otelin yan girişi olmadığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم إنه لا يوجد مدخل جانبي في هذا الفندق |
| Lanet olsun sana, artık yalvarsan da bu otelde kalmam! | Open Subtitles | تباً لك، لن نبقى في هذا الفندق حتى لو إستجديتنا |
| Evet, ve Cab Calloway de sanırım. Evet efendim. Bu oteldeki tüm güzel şeyler. | Open Subtitles | نعم , سيدي , كل الاشياء الجيدة في هذا الفندق |
| Bu oteldeki tüm misafirlerin ve kasada eşyası olanların yazılı olduğu bir listeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد قائمة بأسماء كل النزلاء في هذا الفندق, و أي شخص يملك مفتاح خزانة |
| Bu oteldeki her şey benim sorumluluğumda. | Open Subtitles | كل ما يحصل في هذا الفندق هو من مسؤولياتي. |
| Bu oteldeki bütün cadıları değiştirmeye yeter de artar bile. | Open Subtitles | تكفى لتحويل كافة السحرة في هذا الفندق |
| Bu oteldeki karides servisi en iyisi. | Open Subtitles | والجمبري خدم في هذا الفندق أفضل |
| - Ben bu otelde bir misafirim. | Open Subtitles | يجب أن أصرّح لك أنّني نزيل في هذا الفندق. |
| bu otelde bir şey bulmak çok zor. | Open Subtitles | لا أستطيع الحصول على شيء في هذا الفندق. كان لا بد أن أجبرهم لإعطائي هذا. |
| Doğal olarak Bay Lewis ayrıldığı zaman sizi bu otelde bir daha görmeyeceğim. Sanırım burada başka amcanız yok. | Open Subtitles | بالطبع و بالتالي عندما يغادر السيد لويس لن اراك مجددا في هذا الفندق |
| bu otelde bir odam bile yok. | Open Subtitles | لا أملك حتى غرفة في هذا الفندق |
| bu otelde bir oda boşalmış. | Open Subtitles | غرفة فتحت للتو في هذا الفندق. |
| Ama şunu unutma ki O otelde mahsur kalman onun hatası. | Open Subtitles | لكن تذكّر، إنها غلطتها حول .تواجدك في هذا الفندق |
| O otelde insanların öldüklerini gördüm. | Open Subtitles | لقد شاهدت الناس تموت في هذا الفندق |
| Bu otelin yan girişi olmadığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم إنه لا يوجد مدخل جانبي في هذا الفندق |
| Çünkü Bu otelin tüm konukları özgür iradenin tadını çıkarır, Bay Enslin. | Open Subtitles | لأن كل الزوار في هذا الفندق يستمتعون بحرية إختياراتهم سيد إنسلين! |