"في وسط" - Traduction Arabe en Turc

    • ortasında
        
    • merkezinde
        
    • ortasındayız
        
    • merkezindeki
        
    • orta yerinde
        
    • ortasındaki
        
    • bir yarısı
        
    • ortasındayım
        
    • içinde
        
    • 'da
        
    • ortasındaydım
        
    • ortasına
        
    Düşünün, Kenya'nın ortasında cep telefonlu bir Masai savaşçısının, 25 yıl önce Başkan Reagan'dan daha iyi mobil iletişimi var. TED فكروا فيها، أن هاتف نقال محارب الماساي في وسط كينيا لديه ارسال جوال أفضل من الرئيس ريجان قبل 25 سنة.
    Neyse ki tam da bunların ortasında Davidson'a yeni bir rektör atandı ve onunda ırkçılık konusundaki düşünceleri belliydi. TED ولكن لحسن الحظ، في وسط كل ذلك دافيدسون عينت رئيس جديد، وذلك الرئيس كان أيضًا أحادي التفكير تجاه العنصرية.
    Kız kardeşimin arkadaşı evleniyor ve şehir merkezinde davet veriyorlar. Open Subtitles افضل اصدقاء أختي قد تزوج، ولديهم حفل في وسط المدينة
    Buna ilaveten, ülkenin ormanlık bölgesinin ortasındayız ve halka açık alanlarımız çok berbat. TED إضافة إلى ذلك نحن نعيش في وسط منطقة الغابات للبلد، وفضاءاتنا العامة مقرفة؛
    Bugün dağıtım yaparken şehir merkezindeki bir binaya birkaç paket bıraktık. Open Subtitles في طريقنا اليوم اوصلنا طرود عديدة إلى مبنى في وسط المدينة
    O zaman beni vur, ve kim olduğunu, nerden geldiğini, nereye gideceğini, bir sonraki adımının ne olacağını bilmeden karanlık bir ormanın orta yerinde tek başına kal. Open Subtitles إذا أطلق النار علي وستكون لوحدك في وسط الغابة المظلمة بدون أي فكر من تكون وأين تذهب
    Son üç yılda, ekonomik bunalımın ortasındaki 45 ülkeye gittim, oralardaki okullar ve şirketlerle çalıştım. TED في السنين الثلاثة الاخيرة, سافرت إلى 45 دولة مختلفة أشتغل مع المدارس والشركات في وسط الانكماش الاقتصادي
    Bu uzun toplantılardan birinin ortasında bana bir not verildi. TED وبينما أنا في وسط أحد هذه الاجتماعات الطويلة، تسلمت ملاحظة.
    Bir adam botunda, okyanusun ortasında ve küçük bir köpekbalığı görüyor. Open Subtitles كان هناك رجل على قاربه في وسط المحيط وراى جرواً اسود
    Hayır, böyle diyorsun ama böyle şeylerin ortasında kalmak... çok çirkin olabilir. Open Subtitles تقولين هذا, لكن التدخل في وسط هذه الأمور يمكن أن يُصبِح قبيحاً.
    Caddenin ortasında dururken hava karanlık ve her yer araba doluydu. Open Subtitles واقفة في وسط الطريق كان الظلام دامسا والسيارات في كل مكان
    Biliyorsun, patronun gecenin ortasında yok olmak gibi kötü bir huyu var. Open Subtitles إنّ الرئيس لديه عادة سيّئة قليلاً فهو يختفي في وسط منتصف الليل
    Bir keresinde şehir merkezinde 40 dakika bekledim ve kimse beni almadı. Open Subtitles توقفت مرة في وسط المدينة لأربعين دقيقة و لم يأخذني أي شخص
    Yerel haberlere göre, şehir merkezinde ki Griffin odası barında korkunçbirşekildeöldürüldü. Open Subtitles من أخبارنا المحليه أن إمرأه قُتلت في حانه في وسط المدينه
    Ve Diamonds'ın tam merkezinde genç fenomen Marc O'Sullivan var ve bu akşam omuzlarında ağır bir yük var. Open Subtitles و في وسط فريق الماس يوجد ماركوس سوليفان ، الظاهرة الشابة و هو يحمل الكثير من الاوزان على كتفيه
    Şu anda bu şeyin ortasındayız. Sahip olduğu her bağlantıyla, her bir eşyaya kadar inen, bu tamamen bağlantılı şeyin ortasındayız. TED وبذا نكون نحن في وسط هذا الشئ المتشابك كلياً، القريب من كل شئ في شريحة ضئيلة من التوصيلة خاصتها.
    Bu olamaz. Biz şehrin ortasındayız. Open Subtitles . مُستحيل أن يحدث ذلك ليس في وسط المدينة
    Scott'ın kredi kartı kayıtları şehir merkezindeki bir barın sürekli müşterisi olduğunu gösteriyor. Open Subtitles بطاقة ائتمان سكوت تبين انه يتواجد بشكل منتظم في حانة في وسط المدينة
    Dairenin orta yerinde kriz geçiriyorsan, ilgilendirir! Open Subtitles إنه من شأني عندما تأتيك نوبةٌ مرضية في وسط وكالة المباحث الفيدرالية
    Yemektekilerin akrabalarını ellerinden tutar, ve her birini enkazın ortasındaki sevdiklerinin yanlarına götürür. TED ويمسك الأقرباء بيده ويدلهم على أحبائهم في وسط الحطام
    Gecenin bir yarısı onu acile götürmek istemiyorum. Open Subtitles لا .. لا اريدها ان تذهب للمستشفى في وسط الليل
    Şimdi izin verirsen "Edward Kırk Eller" oyunun ortasındayım ve çok çekişmeli geçiyor. Open Subtitles لكن يمكنك ان تعذرني انا في وسط لعبة الشراب هذه و المنافسة محتدمة
    Bir sineğin ise uçmak ve kalabalık içinde kaybolmak dışında hiçbir savunması yok. Open Subtitles لا تملك الذُبابة أي دفاع، ما عدا الطيران والتخفي في وسط الحشد العريض.
    2009 yılındaki Cebeli Tarık Boğazı geçişinizi izledik orada kontrolü kaybedip bulutların içine ve daha sonra da okyanusa daldınız. TED ب.ج. : لقد رأينا عبور 2009 فوق مضيق جبل طارق عندما فقدت التحكم ثم غطست في وسط السحب وفي المحيط.
    Hadi ama adamım, gerçekten erotik şeylerin ortasındaydım. Open Subtitles بحقك يا رجل،أنا كنت في وسط قصة شهوانية حقاً
    Ruslar tüm kaçanları toplayıp onları kütük gibi köyün ortasına yatırıyorlar. Open Subtitles لذا، جمّع الروس كل المخالفين وكوموهم مثل الخشب في وسط القرية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus