"فَحسب" - Traduction Arabe en Turc

• sadece

Bir tek düğmeye basarak bunu yapabilirdi, ama o sadece güldü.
، كان يستطيع فِعل ذلك بضغطة زر لكنه انفجر ضاحكاً فَحسب

Ama Majesteleri, bu sadece her annenin kızı için döktüğü göz yaşlarından ibaret.
ولكِن، فَخامتُك إنهَا صَرخة أي أُم لإبنَتهَا فَحسب

Eğer yemin etmeyi reddederseniz, sadece hapse konulmakla kalınmayıp aklınıza gelebilecek en korkunç şeyler yapılacak.
إذَا رفَضت تَأدِية القَسم لَن تكِون في السِجن فَحسب ولكِن أكثَر الإمِور بَشاعَه يمُكن تَصوِرها ستَتِم لَك

Demek ki sadece kendini düşünüyorsun.
إذَن أنَك لاتُفكِر إلا بِنفسِك فَحسب إذَا نفَذت ضِده

sadece hizmetkarıyla dostça şeyler konuştum ve tavsiyelerde bulunduk.
تحَدثت قَلِيلا مَع خاَدِمه فَحسب عَن أشَياء مَألِوفه والتَوصيِات أشَياء تبَدو مِثل تَعارُفنا الطَويل

sadece geliri düştüğü için değil kızından son dört senedir ayrı yaşadığı için de.
لَيس في قلَة سُكان بَيتِها فَحسب لكنِها فُصلت عنَ إبنَتهَا أيَضاً في الأربَع سَنوات الأخِيره

Kazananlar korkuyu sadece başkalarında arar.
النَاس النَاجِحين يُلاحظِون الخَوف في الأخَرين فَحسب

Ve ilerde, seni sadece aile bireyleri olduğunda göreceğim.
وفي المَستقبَل، سَأراك فَحسب عنِدمَا يَكِونون أفَراد عَائِلتك حَاضِرين

Ödümün koptuğu falan yok. sadece eve dönmeliyim.
انا لستُ مذعورة, انا علي الذهاب للمنزل فَحسب.

Eğer babam sorarsa... Ona sadece saçımı yıkıyor olduğumu söyle.
إن سأل أب, أخبريه أننى أقوم بغسل شعري فَحسب.

Bu kadar alçalmakla sadece kendini küçük düşürmüş oluyorsun, Waldo.
، بإنحدارك لهذا الحد (فأنت تهيّن نفسك فَحسب يا (والدو

Ben sadece şeyi gözlemliyordum..
كُنت أراقِبه فَحسب - "تُعجِبني، سَيِد "وايت -

- Oğlum, sen de farkına varacaksın ki eğer bir kralı aforoz edersem, o kral sadece Tanrı'dan ayrılmış olmaz.
إذَا عَزلت كَنيسِياً أمِيراً تَابِع لِلكنِيسه إذَن الأمِير ليسَ معَزول مِن شريَعة الله فَحسب ولكِن أيَضاً مِن مشَاركَة المؤمِنين

sadece birazcık şiir.
بَعض الشِعر فَحسب

sadece işkenceden korkuyorum.
أخَاف مِن التَعذِيب فَحسب

sadece yiyecek ve yakacak toplamanız?
جَمع الوقود و الطعام فَحسب.

sadece burada olduğumu söyle, yeter.
فليعلم أنا هُنا فَحسب.

Oh, hayır. sadece başka bir ağaç daha.
لا، شَجرة أخرى فَحسب.

sadece...
الأمر فَحسب ...

sadece Ted'in bana söylediklerini.
ما أخبرنى به (تيد) فَحسب