| Haklıysak, kesinlikle tedavi edilebilir. | Open Subtitles | إن كنّا محقّين، فهذا قابلٌ للعلاجِ حتماً |
| Çünkü epilepsi tedavi edilebilir. Görünüşe bakılırsa elinde meşale olan adamları vurduk. | Open Subtitles | لأنّ الصرع قابلٌ للعلاج يبدو أنّنا أردينا الرجال حاملي المشاعل |
| Buradaki dostum gibi hava durumunu tahmin etmek güçtür fakat iklim tahmin edilebilir. | Open Subtitles | من الصعبِ التنبؤ بالطقس تماماً مثل صديقي هنا لكن المناخ قابلٌ للتنبوء. |
| Lupus kronik ama tedavi edilebilir bir hastalıktır. | Open Subtitles | الذئبة مرضٌ مزمن لكنّه قابلٌ للعلاج |
| Politikada hiçbir şey müzakere masasından kalkmaz. | Open Subtitles | كل شيء قابلٌ للنقاش في السياسه. |
| İyi haber ise tedavi edilebilir olması. | Open Subtitles | الأخبارُ الجيّدةُ هي أنّه قابلٌ للعلاج |
| Tedavi edilebilir durumda. | Open Subtitles | إنه قابلٌ للعلاج |
| Bu kontrol edilebilir bir hastalık. | Open Subtitles | هذا الداءُ قابلٌ للسيطرة |
| Yani tedavi edilebilir. | Open Subtitles | إذاً فمرضي قابلٌ للعلاج؟ |
| Vay canına. O kadar tahmin edilebilir biri miyim? | Open Subtitles | أأنا قابلٌ للتنبؤ لهذا الحد؟ |
| Davranışları tahmin edilebilir. | TED | سلوكها قابلٌ للتنبؤ به . |
| Siz de söylediniz hiçbir konu müzakere masasından kalkmaz. | Open Subtitles | لقد قلتها بنفسك... كل شيءٌ قابلٌ للنقاش. |