| Boya parçacıkları koyu zeytuni. | Open Subtitles | رقائق طلاءِ تُخبرُنا هو كَانَ أخضراً زيتونياً قاتماً. |
| 1.75 metre, koyu mavi bir eşofmanı vardı. | Open Subtitles | إنّه بطول 5 أقدام و 10 بوصات، و كان يرتدي معطف جري أزرق قاتماً |
| Ah, evet. Bazen kan, daha koyu görünmesine neden olur, kırmızı olduğu için. | Open Subtitles | , أحياناً الدماء يجعل اللون يبدو قاتماً كما تعلم , لون الأحمر |
| İşten eve geldiğim vakit, hava zindan gibi Karanlık oluyor. | Open Subtitles | فى الوقت الذى أعود فيه من العمل ، يكون الظلام أسوداً قاتماً |
| Sanırım gençken bunu ben cesaretlendirmiştim, ...ama daha sonra daha Karanlık oldu, daha çok kontrol dışı ve bir de bakmışım ki anlamadığım şeylerin bir parçası olmuş. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد أنني شجّعته عندما كان شاباً، لكن بعدها أصبح قاتماً خارج عن السيطرة وأصبح يتورط في أمور لم أفهمها |
| Daha koyu suçludur, siyahiler kötüdür. | Open Subtitles | قاتماً تعني مُذنباً أما أسوداً تعني سيئاً. |
| Karanlık değilsin ama aydınlık da değilsin. | Open Subtitles | هذا صحيح لستَ قاتماً لكنّك أيضاً لستَ ساطعاً |
| Ona Karanlık Olan olduğunu unutturmak istiyorsan daha fazlasını yapmalısın. | Open Subtitles | عليكِ أنْ تفعلي أكثر مِنْ ذلك إذا أردتِ أنْ ينسى أنّه كان قاتماً يوماً |
| Onun suçu değil ki. Karanlık Olan olmayı o istemedi. | Open Subtitles | هذا ليس ذنبه فهو لمْ يرغب أنْ يصبح قاتماً |
| Jüri aydınlığı Karanlık yapıyor Kızım ya da Günışığında yeterli olmayabilir | Open Subtitles | الحُكام يجعلون الخبز الأبيض يبدو قاتماً لا أعتقد أنك ستفوز إن غنيت "فتاتي" أو "شعاع الشمس" وماذا يجب أن أغني إذاً. |
| Şimdi uslu, küçük bir Karanlık Olan gibi davran ve kafesine dön. | Open Subtitles | لذا كن قاتماً مطيعاً وعد إلى قفصك |