| pastayı düşürme komedisini örnek alalım. | TED | دعونا ننظر إلى حالة موقف مهزلة قالب الحلوى |
| Ve sakın pastayı mahvetme. Çocuklarıma bir parça götürmeye söz verdim. | Open Subtitles | ولا تفسد قالب الحلوى لقد وعدت أبنائي أن أحضر لهم جزءاً منها |
| Kesmeden önce pastayı herkes görsün. | Open Subtitles | احرص أن يرى الجميع قالب الحلوى قبل أن نقطعة |
| Peki bu kişi profesyonel bir pasta taşıyıcısı olsaydı? | TED | ماذا لو كان حامل قالب الحلوى شخص متخصص في حمل القوالب ؟ |
| Ona çikolatalı krepler götürebilirim. | Open Subtitles | قد أحضر قالب الحلوى |
| Kesmeden önce herkesin pastayı gördüğünden emin ol. | Open Subtitles | احرص أن يرى الجميع قالب الحلوى قبل أن نقطعة |
| Sen Monica'yı çağıracaktın, ben de pastayı getirecektim. | Open Subtitles | كلا, كان من المفترض منك أن تخبريها وانا علىّ إحضار قالب الحلوى |
| pastayı bozma. Mandalina kullandım. | Open Subtitles | لا تحطمي قالب الحلوى استخدمت ثمار اليوسفي الطازجة |
| Bu yatağın yanında bulunan pastayı açıklıyor. | Open Subtitles | هذا قد يفسر سبب وجود قالب الحلوى بجوار السرير |
| Jenny ve benim pişirdiğimiz pastayı yemişsiniz. | Open Subtitles | أرى أنكم رأيتم قالب الحلوى الذي قمت أنا وجيني بخبزه |
| Bol tekila pastayı telafi eder. | Open Subtitles | الكثيرمن التاكيلا استخدمت لصناعة قالب الحلوى |
| pastayı kesip içindeki şekerlemenin pembe mi mavi mi olduğuna bakıyorsun. | Open Subtitles | إنها لحظة قطع قالب الحلوى ورؤية ما إذا كانت الحلوى في الداخل وردية أو زرقاء |
| Peki ya pastayı taşıyan bu kişi 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda pasta taşıma yarışlarında kazandığı bir altın madalya takıyor olsaydı? | TED | ولكن ماذا إن كان حامل قالب الحلوى حاصلاً على ميدالية ذهبية ربحها في مسابقة حمل قوالب الحلوى الكبيرة في اولومبياد اطلنطا في 1996 ؟ |
| Sam gidip pastayı kesmek için bıçak getirsene. | Open Subtitles | "سام هلا تحظرين سكينا كي نقطع قالب الحلوى" |
| - Kulağa çok hoş geliyor. - Ben yemekleri, pastayı yapıyorum. | Open Subtitles | -أنا سأعدّ الطعام، قالب الحلوى |
| - Ben yemekleri, pastayı yapıyorum. | Open Subtitles | -أنا سأعدّ الطعام، قالب الحلوى |
| Howard, gel bakalım. pastayı kesecekler. | Open Subtitles | هيا يا (هاوارد) حان وقت تقطيع قالب الحلوى |
| Yani masadaki pasta muhtemelen ona ait. | Open Subtitles | لذا قالب الحلوى الموجود على الطاولة كان له ربما |
| Kim bir pasta standının bekarlığa veda partisi için iyi bir hediye olduğunu düşünüyor? | Open Subtitles | من يظن ان حامل قالب الحلوى هدية جيدة لحفلة ما قبل زفاف؟ |
| Küçük bir kutlama yaparız diye düşündüm, lütfen herkes bir dilim pasta alsın. | Open Subtitles | ونظّمنا احتفالاً صغيرًا فأرجو منكم مشاركتنا قالب الحلوى. |
| Ona çikolatalı krepler götürebilirim. | Open Subtitles | قد أحضر قالب الحلوى |
| Bu kekin tamamını bitirmem mümkün değil. Yok yok, mümkün. | Open Subtitles | لا يمكنني إنهاء قالب الحلوى بأكمله |