| Çok şiddet uyguladığını söylemişti. Bu yüzden ondan boşanıyormuş. | Open Subtitles | . قالت بأنه عنيف للغاية هذا سبب طلاقها منه |
| Annem birkaç insan davet edebileceğimizi söylemişti. | Open Subtitles | امى قالت بأنه يُمكن لنا أن نحضر بعض الأصدقاء. |
| Bayan Willis eskiden bir dedektif olduğunu söyledi Uzaklaştırılmış. | Open Subtitles | السيدة ويليس قالت بأنه كان تحري هل هو مفرغ من الخدمة؟ |
| Şimdiye kadar yaptığı en iyi seks olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بأنه ذلك أفضل معاشرة قد حصلت عليها |
| Pastanedeki kadının dediğine göre pastayı alalı bir saat oluyormuş. | Open Subtitles | الإمرأة التي تعمل في المخبز قالت بأنه اخذ الكعكة من حوالي ساعة مضت |
| Ama parşömende bedeni değiştirin yazıyordu. | Open Subtitles | ولكن اللفافة قالت بأنه يتوجّب علينا تغيير جسده. |
| Geçmişe bakıp anlaşılan bir hediye olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | قالت بأنه كان الحاضر الذي يفهمه الناس الذين يتطلعون الى الوراء |
| Doktor Saroyan hiç kemik olmadığını söyledi, bunun ne anlama geldiğini biliyorsun? | Open Subtitles | الدّكتور سارويان قالت بأنه ليس هناك عظام أتعرف ماذا يعني هذا؟ |
| Daha önce gördüğü yerlere hiç benzemediğini söylemişti. | Open Subtitles | قالت بأنه لا يشبهه أي مكان قد رأته من قبل |
| Tessa Weston'dan gelen bir hayalet tarafından uyarıldığını söylemişti. | Open Subtitles | تيسا قالت بأنه تم تحذيرها من قبل شبح من ويستون |
| Onun öfkeli, paranoyak, saplantılı olduğunu söylemişti.Sadece onunla ilgilenmeye başlamıştı ve.. | Open Subtitles | قالت بأنه كان عنيف، مذعور تضليلي، ثبت عليها |
| Bir keresinde, adamın tuhaflaştığını söylemişti, onu terketmekten bahsediyordu. | Open Subtitles | بأحد المرات، قالت بأنه أصبح يتصرّف بغرابة وقد كانت تتحدّث بشأن هجره |
| Kız arkadaşı harcamaya gelince çok savurgan olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | الأمر أن صديقته قالت بأنه كان مندفعاَ حيث ينفق ماله |
| Arkadaşım Sonal, onun otobüsteki biletçilere benzediğini söylemişti. | Open Subtitles | صديقتى سونال قالت بأنه يشبه قاطع التذاكر |
| Acil olduğunu söyledi. Ne yapmamı bekliyorsun ki? | Open Subtitles | قالت بأنه كان طارئا ماذا تريديني أن أفعل؟ |
| Hemşire, her yerde kan olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الممرضة التي تحدثت لها قالت بأنه كان هناك دم في كل مكان |
| Yeraltı 3.kat, 12 no'lu kasada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنه كان في المستوى الأرضي 3 قبو 12 |
| Telefondaki kadın bunun destek kuvvetin parçası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | المرأة هناك قالت بأنه جزء من فريق العمل. |
| Şirkete zarar verebilecek bir bilgiye sahip olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بأنه لديها معلومات يمكنها أن تؤذي الشركة. |
| Sydney ürüne gönülden bağlanmanın önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حسناً , سيدني قالت بأنه من المهم أن أقع في حب المنتج |
| Sekterinin dediğine göre yarın çıkacak bir haber yüzünden küplere binmiş. | Open Subtitles | سكرتيرته قالت بأنه أصيب بالهلع بخصوص قصة سينشرونها غدا |
| O aptal kitapçıklarda ilk 24 saat içinde hastalanmayacağı yazıyordu. | Open Subtitles | تلك الأوراق التي أعطيتني إياها قالت بأنه لن يمرض في أول 24 ساعة |
| Ona inanmazdık, ama bunu kanıtlayacak bir yol olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | لم نصدقها، لكنها قالت بأنه توجد طريقه لإثبات ذلك |
| Koç Sylvester buna cevap vermeye iznim olmadığını söyledi. | Open Subtitles | المدربة سيلفستر قالت بأنه ليس لدي الحرية بأن أقول ذلك |