| Eskiden cinayet cinayetti. | Open Subtitles | في الأزمنة القديمة، القتل كان قتلاً قتلت شخصاً، وكان ذلك عملاً |
| iki gün içerisinde, önceden tasarlanmış birer cinayet işleme ihtimali ise milyarda bir. | Open Subtitles | تَعمّدَ إرتِكاب قتلاً ضمن يومان بعضهم البعض فلكيان. |
| Yakında öleceksin ama cinayet olmayacak. | Open Subtitles | ستموت قريباً بما فيه الكفاية ولكن هذا لن يكون قتلاً |
| Katil ayakları kesip kopardı... gözleri oyup çıkardı. Bu kanlı ve vahşi bir öldürme. | Open Subtitles | القاتل قطع القدمين ، واقتلع العينين كان هذا قتلاً دمويّاً عنيفاً |
| Selefi kalp krizinden mi gitmişti? Aslında soğukkanlı bir cinayetti. | Open Subtitles | والنوبة القلبية لسليفها في العمل هذه كانت تسمى قتلاً بارداً |
| Karayipler'in yaban hayatının, doğanın ölümcül güçleriyle nasıl baş ettiğini keşfedeceğiz. | Open Subtitles | نَكتشفُ كَمْ الحياة البريَّة للكاريبي تتحمل بقوةِ الطبيعةِ الأكثر قتلاً. |
| Hayır, mazur görülebilir cinayet. Adamların ona zorbalık ettiğini söylemiş. | Open Subtitles | كلّا، إنّما رأى أنّه قتلاً مُبرراً، حيث قال أن أولئكَ الذين قتلهم كانوا مُستبدين. |
| Öylesine bir cinayet değilmiş. Kişisel bir şeymiş. | Open Subtitles | هذا لم يكن قتلاً عشوائياً هذا كانَ أمراً شخصياً |
| İnsansız hava uçaklarıyla vurulduklarında, onlar da buna cinayet der. | Open Subtitles | عندما فجروا بإستخدام طائرات بلا طيّار، إعتبروا ذلك قتلاً |
| Dur tabelasını devirsem ve bir çocuk ölse, kasıtsız cinayet mi sayılır? | Open Subtitles | إن أسقطت إشارة توقف وتسبب في مقتل طالب ألا يعتبر هذا قتلاً غير متعمد؟ |
| - Eğer beni vurursan cinayet işlemiş olursun. | Open Subtitles | إذا أطلقت عليّ الآن فسوف يكون قتلاً محاولة جيدة |
| Arkadaşı da: "cinayet işlenecek mi?" dedi. | Open Subtitles | وقد سأله الصديق ان كان سيكون هناك قتلاً |
| Bunun bir cinayet olduğundan %100 emin değilim.İntihar da olabilir. | Open Subtitles | لَستُ 100 % متأكّد هو كَانَ قتلاً. هو كَانَ يمكنُ أَنْ يَكُونَ إنتحارَ. |
| cinayet programı yaparak milyarder olacak bir milyonersin. | Open Subtitles | أنت a مليونير كبير الذي قَدْ يُصبحُ أي بليونير الذي يُنتجُ قتلاً. |
| Bana artık cinayet gibi görünüyor. | Open Subtitles | الآن، هذا يَبْدو مثل قتلاً لي. |
| Bu önceden planlanmış bir cinayet. | Open Subtitles | كان هذا قتلاً عمداً مع سبق الإصرار. |
| Hala kazara öldürme. Mahkemeye bununla gidersem kaybederim. | Open Subtitles | لا يزال قتلاً غير متعمد والذي سيُرفض إن كان هذا كل ما لديّ في المحكمة |
| Cinayeti kasıtsız olarak ani bir dürtüyle işlemişse kazara adam öldürme üzerinden gideceğiz. | Open Subtitles | إذا قتلها بهذا الدافع دون قصد؟ سيكون قتلاً دون عمد |
| Bu tasarlanmış bir cinayetti ona merhamet gösterilmeyecek. | Open Subtitles | و كان هذا قتلاً مع سبق الإصرار و الترصد و لن تأخذنا بها أي رحمه |
| En güzel, en acımasız ve en ölümcül 16 mahkûmun katılımıyla. | Open Subtitles | يضم 16 من أجمل النساء المدانون وأكثرهم قتلاً وقسوة |
| İki oğlum vardı ama ikisi de öldürüldü. | Open Subtitles | كان لديّ ولدين لكنهما ماتا قتلاً. |
| Ve bu defter görülmüş en korkunç öldürücü silah. | Open Subtitles | وهذه المذكرة كانت الأكثر قتلاً وترويعاً للأبد |