| Yani enerji konusunda geleceğimiz kader değil seçim ve bu seçim fazlasıyla esnek. | TED | لذا فإن مستقبل الطاقة لدينا ليس قدراً بل اختياراً .وهذا الخيار مرن جداً |
| kader denilen şey insanın Tanrının iradesinin farkına vardığı andır. | Open Subtitles | اللحظة التي يدركُ فيها البشرُ إرادة السماء، هذا يدعىَ قدراً. |
| kader değildir. İnsanların seçimleri vardır. | Open Subtitles | ليس قدراً مكتوباً على الحجر الأنسان مخير |
| Bay Çakmaktaş, şu anda zimmetine yüksek miktarda para geçirmek üzeresin. | Open Subtitles | سيد فلينتستون ، انت على وشك اختلاس قدراً كبيراً من المال |
| - Öyle mi? Çünkü son zamanlarda senin de içinde olduğun bir kader görmedim. Hepsi belirsizdi. | Open Subtitles | أنا لم أرى قدراً معك مؤخراً ، كلها عبارة عن نوع من الظلمة |
| Seni onun bakım evine götürdüm. Bu kader değildi. | Open Subtitles | اصطحبتكِ إلى دار الرعاية، ولم يكـُن هذا قدراً. |
| - Anlamıyorum. - İster şans deyin.. ...ister kader, ister evrenin kanunu. | Open Subtitles | أسميها حظاً أو قدراً أو عمل الطبيعة لا يهم |
| Ortada kader ya da kısmet yoktu, yalnızca yönlendirme vardı. | Open Subtitles | لم يكن هذا قدراً أو مصيراً، كان تلاعباً فحسب |
| kader olsa da olmasa da, ...birbirimize ait olduğumuzu hissediyorum. | Open Subtitles | انظر، إذا كان مازال قدراً أو لا لايمكنني إيقاف المشاعر التي مثل.. نحن ننتمي لبعض، تعرف؟ |
| kader diyebilirsin fakat ekran koruyucumda Hawaii olması çok muhtemel olan bir sahilin fotoğrafı bulunuyor. | Open Subtitles | تعرفين .. سميها قدراً .. لكن حافظة شاشتي |
| Anladım. Yani benim kader olarak gördüğümü sen de tesadüf olarak mı görüyorsun? | Open Subtitles | حسناً, لذا ما اعتقدته كان قدراً تعتقدين انه حادث؟ |
| Artık kader mi şans mı neyse bir sebepten ötürü bir araya geldik. | Open Subtitles | سواءً كان ذلك حظاً أم قدراً فهناك شيء جمعنا سوياً |
| Ne zaman birimiz diğerinin üstünde olsa konu her ne olursa olsun, kader beni en zor olan yola sürüklüyor gibi hissediyorum. | Open Subtitles | ليعلوا واحد منا على الآخر، حتى ولو كان في الخيال يبدو لي قدراً مغريًا بطريقة هي الأخطر |
| ve o korkunç kazada hayatta kalabilince... Bunu biri mucize yerine kader olarak düşünebilir. | Open Subtitles | "وعندما نجا من ذلك التحطّم المروّع، لظنّ المرء بأنّه سيعتبر ذلك قدراً أكثر منه صدفة محضة" |
| Ama Jess seni terk etti ki bu çok üzücü ama kader değil. | Open Subtitles | لكن (جيس) تركتك على أيّة حال، أيّ أن ذلك حزيناً، و ليس قدراً |
| Bu kader değil. Sadece patlak bir lastik. | Open Subtitles | ليس قدراً وإنّما مجرّد عجلة مثقوبة |
| Bu projeye inanıyorum. Bunun kader olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أومن بهذا المشروع أعتقد أنه كان قدراً |
| Tek bir molekülden bile enerjiyi ortaya çıkarmak neredeyse çok yüksek miktarda bir enerji gerektirecekti. | Open Subtitles | كانت تتطلّب قدراً هائلاً من الطاقة لتحرير الطاقة من جزيء واحد حتى. |
| Sanırım katilin yüksek miktarda elektrik kullanmasını gerektirecek bir düzeneği var. | Open Subtitles | . اعتقد بأن هذا القاتل , له نوعاً ما من الإعدادات . التي تتطلب قدراً كبير من الكهرباء |
| Çünkü bu süreçlerin her biri çok büyük miktarda enerji üretiyordu. | Open Subtitles | لأنّ كلّ واحدة من تلك العمليّات تُنتج قدراً كبيراً من الطاقة. |