| Yugi, kesinlikle haklısın. Ben de bir son vereceğim. Parlayan Mavi Göz, özel yeteneğini devreye sok. | Open Subtitles | فعلاً انهاء المباراه هو ما سافعله يا تنيينى استخدم قدرتك الخاصه |
| Üstün olarak, ekibe liderlik etme yeteneğini sorguluyorum. | Open Subtitles | كمشرفتك، انا اشكك فى قدرتك على قيادة فريقك |
| Yük olma konusunda endişelenmekten çok yalan söyleme yeteneğin hakkında endişelen. | Open Subtitles | دعكِ من القلق بشأن كونك عائقاً واقلقي بشأن قدرتك على الكذب. |
| Bunu düzeltmek için de gücünü kullanayım deme. Ne kadar adi olabileceğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لا تفكر باستخدام قدرتك لتصحح هذا أريد تذكر مدى حماقتك |
| Evet, ama bu hala senin psişik güçlerini açıklamıyor. | Open Subtitles | أجل .. ولكن ذلك ما يزال لا يُفسّر قدرتك الباراسايكولوجية |
| Biliyor musun en önemli gücün kulağa ne kadar saçma gelirse gelsin bir bakışınla benim inandırmak. | Open Subtitles | أنت تدرك فعلاً أن قوتك العظمى هي قدرتك على إقناعني بنظرة واحدة فقط مهما بدوت سخيفاً، صحيح؟ |
| Başkalarına anlayış göstermedeki üstün yeteneğini kullan lütfen. | Open Subtitles | أريدك أن تخرجي قدرتك الكبيرة على التعاطف للحظة. |
| Tüm bu maceranın amacı, yeteneğini bir servet elde etmek için kullanmak. | Open Subtitles | قدرتك لعمل ثروة أنت لا تفكر على المدى الطويل |
| Senin hakkında hayran olduğum şey yeteneğini bir stratejide kullanırken diğerini gizlemen. | Open Subtitles | أن أكثر شيء يعجبه فيك هو قدرتك على إستخدام إستراتيجية و إخفاء أخرى |
| Ama işler zorlaştıkça sorunlarla başa çıkma yeteneğin gülümseyip her şey yolundaymış gibi davranmaktan 100 kat daha güçlüdür. | Open Subtitles | لكن قدرتك على تخطي الأمر عندما يزداد صعوبةً، هي أقوى بكثير من الابتسام والتظاهر بأن الأمور على ما يُرام. |
| Kıtalararası savaşma yeteneğin kime karşı olurdu? | Open Subtitles | قدرتك على خوض حربين فى قارتين مختلفين ضد من؟ |
| Faculatus, yeteneğin Latincesi. Düzgün konuşma falatusunu kaybettiğini söyledin. | Open Subtitles | فالاتوس هى اللاتينية لكلمة قدرة لقد قلت أنك فقدت قدرتك على التحدث بشكل صحيح |
| gücünü kullanma konusunda ilerleme sağladığı inancındayım; lakin halen gerçek potansiyelinin gerisinde. | Open Subtitles | اشعر بأن الشيء المهم الخطوات الكبيره التي صنعت التوسع في استعمال قدرتك لا تزال تفتقر الى النضج العاطفي |
| Bükme gücünü elinden aldı. Bundan daha güçlü ne olabilir? | Open Subtitles | . لقد أخذ منك قدرتك ما الذى يمكن أن يكون أكثر قوة من ذلك ؟ |
| güçlerini okulun dışında kullanamazsın. | Open Subtitles | لا يفترض عليك استعمال قدرتك خارج المدرسة |
| Şu psişik sinyalini yollayacak kadar gücün olduğunu sanmıyorum, değil mi? | Open Subtitles | لست واثقاً من قدرتك على تفعيل الاتصال الذهني، أليس كذلك؟ |
| Yeni rütbenin doğal sonucu olarak daha önce yeteneklerini defalarca ispatladığın görevi yapacak ve bir yıldız gemisine komuta edeceksin. | Open Subtitles | وتلك عاقبة رتبتك الجديدة، ستوكل إليك واجبات بمنطلقها، أقمت عليها الدليل مرارًا وتكرارًا في قدرتك على تحقيق هدفك، |
| O bölge hasar görünce yüzleri tanıma kabiliyetini kaybediyorsunuz, değil mi? | TED | الآن، حين تتلف هذه المنطقة، ستخسر قدرتك على رؤية الوجوه، صحيح؟ |
| Sen de öne park edip yoldan geçenleri konuşma yeteneğinle komik bir şekilde ürküt. | Open Subtitles | يمكنك السحب حول الجبهة و الكوميدي ادهش المارين مع قدرتك على الكلام. |
| Bunun yerine kendi başınıza öğrenebilmeniz için doğal yeteneğinizi açığa çıkaracak bir ortam ve kaynak sağlayabilirler. | TED | بدلاً من ذلك، يمكنهم توفير بيئة وموارد التي تحفز قدرتك الطبيعية لتتعلم بنفسك. |
| yeteneğinden şüphe etmiyorum ama bence daha büyük bir operasyon bu. | Open Subtitles | ليس أنني أشكك في قدرتك ولكنّي أرى هذه عملية كبيرة |
| Doğru. Metalleri lehimleme yeteneğinin olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | حسنا هذا جيد ، لقد نسيت أمر قدرتك على صهر المعادن |
| Wiz, içine girebilme becerin hakkında pek güven duygusu vermedin şimdi. | Open Subtitles | هذه ليست مؤشرات طيّبة ياويز على قدرتك لتفكيك هذا الشيء |
| Charles, senin, balıkların veya insanların hareketlerini tahmin etme kabiliyetin hakkında şüphem yok ama, sadece bir konuda dikkatini çekmek istiyorum, dost dosta. | Open Subtitles | شارلوس ، ليس لدي شك في قدرتك على توقع تحركات السمكة والرجال ولكنني سأقدم هذي الملاحظة التحفظية |
| O Çocuk senin yeteneklerin yüzünden ölebilirdi ve hayatta olmasının tek nedeni senin şefkatin ki bu seni korkutuyor. | Open Subtitles | هذا الفتى كان يمكن أن يموت بسبب قدرتك و السبب الوحيد انه حي هو بسبب طيبتك و هذا يخيفك |
| Yani sizin yeteneğinizin, arttırılmış beyin gücünden mi kaynaklandığını düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | لذا قدرتك الخاصه , هل تعتقد انها تنتج عن قوة عقليه متزايده |