| Merak ediyorum, insanların kaderlerini bilmemesi iyi mi, kötü mü? | Open Subtitles | أتسائل، هل هو شئ جيد ألا يعرف البشر قدرهم أم إنه شئ سئ؟ |
| Galiba hepimiz onların kaderlerini çizmelerinden ve ebedi huzura kavuşmalarından etkilendik. | Open Subtitles | أعتقد أنه بتأثيرهم علينا جميعاً حققوا قدرهم وبلغوا السلام الأبدي |
| Daha iyi bir durumda olmalıydılar ama sanırım bu onların kaderi. | Open Subtitles | من المفترض ان تكون اوضاعهم افضل لكن , اعتقد ان هذا هو قدرهم |
| Bir milyon köpeğin kaderi bizim pençelerimizde. | Open Subtitles | ... مائه مليون كلب وضعوا قدرهم فى مخالبنا |
| 13 gümüş florinle, üç adam kaderini değiştirebilir. | Open Subtitles | بثلاثة عشر ليرة فضية يستطيع ثلاث رجال تغيير قدرهم |
| İnsanların kaderlerine mani olunamaz. | Open Subtitles | الوجود الوحيد للبشرية هو ان ينجزوا قدرهم |
| Yani, kendi ölümlerini düzenlediler, kaderlerinden kaçtılar . avatarlar ile dünyayı baştan yarattılar sadece kendileri için. | Open Subtitles | ، أعني ، هم قاموا بتزيّف وفاتهم ليقوموا بتبديل قدرهم وقاموا بتجديد العام مع الأفتار وكل هذا لأنفسهم |
| Ben, insanların kaderlerini kendilerinin çizdiklerine inanırım. | Open Subtitles | أنا مؤمنٌ بأنّ البشر هم من يصنعون قدرهم الخاص. |
| Güney Vietnamdaki insanlar kendi kaderlerini şekillendirecekler | Open Subtitles | الذين الذين ذهبوا الى فيتنام ليهم الهدف لأن يصنعوا قدرهم |
| Bu üzücü değil, mutluluk verici çünkü birbirlerinin kaderlerini göğüslemelerine yardım ettiler. | Open Subtitles | أترى , أنَّهُ ليسَ حزيناً. إنَّهُ سعيد , لأنهم ساعدوا بعضهم ليحققوا قدرهم. |
| Eski medeniyetler yıldızlarda kaderlerini göreceğine inanırmış. | Open Subtitles | هل تعلم، أنه كان هناك حضارات بأكملها تعتقد، أن بإمكانهم رؤية قدرهم في النجوم. |
| Onların kaderlerini değiştirmeliyim ve sen, bunu benim için yapacaksın. | Open Subtitles | يجب أنْ أغيّر قدرهم وأريدكِ أنْ تفعليها عوضاً عنّي |
| önemli... uygulamalar... bunların... kaderi... şu... bizim... | Open Subtitles | الطاقة الكهربائيَّة... المعدات ال... قدرهم... |
| Ve bu kibirlilikleri içinde... insani bütün özelliklerini terketmeyi tercih ettiler... ve kendilerini bekleyen kaderi izlediler. | Open Subtitles | وفي تكبّرِهم... إختاروا تَرْك كُلّ إنسان الأشياءِ... ويَتْلي ما دَعوا "قدرهم." |
| 1850 FAKİR VE ÇARESİZ... KALİFORNİYA HALKI AMERİKAN BİRLİĞİ'NİN OTUZ BİRİNCİ EYALETİ OLMANIN EŞİĞİNDEDİR HALKIN VE VAAT EDİLEN ÖZGÜRLÜĞÜN KADERİ VALİNİN İLAN EDECEĞİ TARİHİ BİR SEÇİMİN ELİNDEDİR. | Open Subtitles | عام 1850 شعب "كاليفورنيا" الفقير والبائس على وشك الإنضمام للأتحاد كالولاية الـ31 تحت إعلان الحاكم لإستفتاء تاريخى يحمل مفتاح قدرهم |
| Ve aşk, özveridir, kaderdir ve kaderini ararken sevdiğin kişiye kendini feda etmendir. | Open Subtitles | والحب هو عن التضحية والقدر والتضحية لمحبوبك والسماح لهم بإيجاد قدرهم |
| 13'üncü kabilenin kurucularını kaderlerine taşıdı. | Open Subtitles | وأخذت مؤسسى المستعمرات ال13 إلى قدرهم |
| Ve o 13 kabilenin kurucularını kaderlerine taşıdı. | Open Subtitles | وأخذت مؤسسى المستعمرات ال13 إلى قدرهم |
| Çünkü evrenin olayların gidişatını düzeltebileceğini insanların kaderlerinden kaçamamış olabileceklerini söylüyor gibisiniz. | Open Subtitles | تصحيح المسار لأنّه كأنّكَ تقول أنّ للكون طريقة في و أنّهم قد لا يكونون قد نجوا من قدرهم بعد كلّ هذا |
| Derler ki, ulusların da insanlar gibi... kendi kaderleri vardır. | Open Subtitles | امم كهذا الرجل احيانا يقولون انه قدرهم |
| Bak, eğer, eğer bunu nanitler yapmışsa... kendi sonlarını getiriyorlar demektir. | Open Subtitles | إنظري... لو أن النانويتس فعلت هذا إنهم يصنعون قدرهم الخاص |