| Bu mikroplardan mümkün olduğunca hızlı şekilde ve çok miktarda enerji üretmek istiyorsunuz. | TED | ما تريدونه حقاً الكثير من الطاقة تخرج من هذه المكيروبات أسرع قدر الإمكان. |
| mümkün olduğunca dikkat çekici videolar hazırlamaya çalıştım. | TED | حاولت جعل هذه المقاطع تفاعلية قدر الإمكان. |
| Bunun yerine, erkekler kabararak olabildiğince tehditkar görünür sonra öfkeli renk ve şekil gösterileriyle savaşmaya hazır olduklarını belli ederler. | Open Subtitles | بدلا من ذلك ، الذكور ينفخون أنفسهم مع نظرة تهديد قدر الإمكان ثم تتصل رغبتهم للمحاربة بعروض ألوان ونمط غاضبة |
| Göğsünde bir kesik açmam lazım ama onu olabildiğince sabit tutmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن أصنع شقاً بصدره وأحتاجكم أن تجعلوه ثابتاً قدر الإمكان. |
| Sürekli arkanda olacağız ve elimizden geldiğince seni koruyacağız. | Open Subtitles | ولكننا سنكون خلفك في كل خطوة، وسنستعيدك قدر الإمكان |
| Yaşlanıyor, elinden geldiğince dikkat çekmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | بالإضافة لأنها تتقدم في السن وتحاول جذب الانتباه قدر الإمكان |
| Bu röportajı mümkünse kısa keselim. | Open Subtitles | أتمنى أن نجعل المقابلة وجيزة قدر الإمكان |
| Elimden geldiğince temizlenmiş halim zaten, adi herif. Oğlumuzla mahkemeye gidebileyim diye bütün sabah temizlenmeye çalıştım. | Open Subtitles | هذا أقصي ما استطعت تنظيفه أيها الوغد حاولت أن اعدل مظهري قدر الإمكان لأذهب للمحكمة لابننا |
| Kaslarınıza yıkım yaşatır, iyi beslenir, dinlenir ve bunu tekrarlarsanız, kaslarınızın mümkün olduğu kadar büyük ve güçlü olmasını sağlarsınız. | TED | عندما تمزّق عضلاتك، كُل طعاماً مناسباً، استرح و كرّر العملية، سوف تخلق ظروفاً لجعل عضلاتك كبيرة و قويّة قدر الإمكان. |
| Bu bizim, ayıklama işçisini sorunun merkezi yapmaya ve ona mümkün olduğunca üretkenleşmesi için gerekli araçları vermeye odaklanmamıza olanak sağlıyor | TED | ذلك يمكننا من التركيز لجعل عامل الاختيار محور المشكلة، وتزويدهم بالأدوات لجعلهم منتجين قدر الإمكان. |
| Bazı parçalara bakıyoruz ve tahminler yapıyoruz ancak mümkün olduğunca istatistiki olarak doğruluğundan emin olmaya çalışıyoruz. | TED | نحن نبحث عن بعض هذه القطع ونفرض افتراضات، ولكن نحن نحاول أن نتاكد بأن هذه القطع دقيقة إحصائيًا قدر الإمكان. |
| Bolluk veya verimlilik prensibi veya büyük var oluş zincirine göre gerçeklik mümkün olduğunca doludur. | TED | التي هي مبدأ الوفرة أو الخصوبة، أو سلسلة الوجود العظيمة، هذا الواقع فعليًا كامل قدر الإمكان. |
| Evet, biliyorum. Size mümkün olduğunca rahatsızlık vermemeye çalışacağız. | Open Subtitles | . نعم ، أعرف سنحاول عدم التسبب في المتاعب قدر الإمكان |
| Siz de bilirsiniz ki, bir suçlunun yapacağı en iyi şey gerçekleri mümkün olduğunca gizlemektir. | Open Subtitles | إنك تعلم أن خير خطة يتبعها مجرمٌ هي أن يذكر بعض الحقائق قدر الإمكان |
| İşte bu yüzden, bence ağları olabildiğince güvenli inşa etmek en iyisi. | TED | لهذا أعتقد أنه من الأفضل لبناء شبكات تكون آمنة قدر الإمكان. |
| Görüntünün dijital platformda olabildiğince seslenmesini istiyoruz. | TED | نريد للصورة أن تتكلّم قدر الإمكان غلى منصّة رقمية. |
| olabildiğince bağlı ve cesur bir hayat yaşarsam, onun için övgü kaynağı olurum. | TED | أنا ممتنة لها إذا عشتُ حياة متواصلة وشجاعة قدر الإمكان. |
| Cephedeki hastanenizdeki şartları elimizden geldiğince oluşturmaya çalışacağız. | Open Subtitles | حسنا، سنحاول قدر الإمكان تقليد ظروفكم في المستشفى الميداني. |
| elimizden geldiğince saldırgan davranmalıyız. | Open Subtitles | أظن أن علينا التعامل بهجومية قدر الإمكان. ملقط. |
| Buradaki insanlardan elinden geldiğince uzak durmaya bak. | Open Subtitles | إبتعدى عن هؤلاء الرجال قدر الإمكان. |
| Evet, kan dökmekten mümkünse kaçınmak isterler. | Open Subtitles | سيُحاولون اجتناب إراقة الدماء قدر الإمكان |
| Bakın, sadece Elimden geldiğince dürüst olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انظري، أنا أحاول أن أكون صادقاً قدر الإمكان |
| Kadınlar hakkında mümkün olduğu kadar az şey bilmeyi kendime vazife edindim. | Open Subtitles | أنا جعلتُها مهمتي أن لا أعرف كثيراً قدر الإمكان حول تلك المرأة |