| geldiğimden beri onu şişirdin durdun. Senin ailen benimkinden daha iyi. | Open Subtitles | أنت تتباهى أمامي منذ قدومي إلى هنا، عائلتك أفضل من عائلتي |
| - ...ki buraya gelme nedenim de bu. - Tam olarak ne için geldiniz? | Open Subtitles | ـ والذي هو سبب قدومي إلى هنا ـ لمَ أنت هنا بالضبط؟ |
| Buraya gelmem çok aptalcaydı. Bunu neden yaptım, bilmiyorum. | Open Subtitles | من الغباء ، قدومي إلى هنا لست ادري لماذا أتيت |
| Buraya gelmemin sebebi o ceviz ağacı. O ağacı ne zaman buldunuz? | Open Subtitles | سبب قدومي إلى هنا هو شجرة جوز البندق تلك متى اكتشفتها؟ |
| Buraya gelmekle çok iyi yaptım. | Open Subtitles | قدومي إلى هنا كان للأفضل |
| Bu toplantılara gelmeden önce madde bağımlılarının ne kadar dağınık olabileceğini tahmin etmezdim. | Open Subtitles | مرحبا, قبل قدومي إلى هذه الإجتماعات لم أدرك مطلقا كيف يمكن أن يكون المسيئون فوضويون |
| Benim buraya "senden çalmak için geldiğim" kısmını anladın değil mi? | Open Subtitles | إنّكِ فهمتِ الجزء بشأن قدومي إلى هُنا هو السرقة منكِ، صحيح؟ |
| Çok sevdim. Ben de buraya tam olarak bunun için gelmiştim! | Open Subtitles | احب ذلك جداً, ذلك سبب قدومي إلى هنا بالظبط |
| Buraya geldiğimden beri her şey daha da kötü bir hâl aldı. | Open Subtitles | إلى الآن، منذ قدومي إلى هنا ذهبت الأشياء من سيئ إلى أسوء |
| Paris'e geldiğimden beri, pek çok kez denedim. | Open Subtitles | لقد حاولتُ ذلك في أغلب الأحيان منذ قدومي إلى باريس |
| Buraya geldiğimden beri 4 saatten fazla uyuduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنني نمت أكثر من أربع ساعات منذ قدومي إلى هنا |
| - Buraya gelme sebebimi kastediyorum. | Open Subtitles | - الوضع الحالي؟ - - يعني سبب قدومي إلى هنا. |
| Benim için artık dünyaya gelme zamanı. | Open Subtitles | "بالنسبة لي حان وقت قدومي إلى هذه الدنيا" |
| Sizce de buraya gelmem kötü bir fikir mi? | Open Subtitles | إذا ، هل تظن أن قدومي إلى هنـــا كان فكـرة سيئـــة ؟ إذا ، هل تظن أن قدومي إلى هنـــا كان فكـرة سيئـــة ؟ |
| Dün akşam buraya gelmem konusunda bir yalan uydurmayı unuttum. | Open Subtitles | نسيت أن أختلق كذبة بشأن قدومي إلى هنا البارحة |
| Ayrıca buraya gelmemin amacı da seni arıyor olmamdı. | Open Subtitles | وسبب قدومي إلى الأسفل هنا للحجز، لأنني كنتُ أبحث عنكِ |
| Aslında buraya gelmemin nedenlerinden biri de buydu. | Open Subtitles | حسناً هذا سبب قدومي إلى هنا |
| Buraya gelmekle çok iyi yaptım. | Open Subtitles | قدومي إلى هنا كان للأفضل |
| Buraya gelmeden önce bir hayatım vardı ve... her şey tamamlandıktan sonra da bir hayatım olacak. | Open Subtitles | كانت لي حياة قبل قدومي إلى هنا وسأعيش حياتي بعد انتهاء هذا كله |
| O kadına, ülkeye geldiğim yılı gösterecek bir şey. | Open Subtitles | شيئاً يثبت لذلك الوحش سنة قدومي إلى هذه البلاد |
| Buraya kitap yazma bahanesiyle gelmiştim ve gerçekten aklıma bir kitap için fikir geldi. | Open Subtitles | كان غطائي هُو قدومي إلى هنا للكتابة، وقد حصلتُ فعلاً على فكرة لكتابٍ. |
| Onun evine adımımı attığım ilk günden beri onun acısını hafifletmek için elimden geleni yaptım hayata değer verip yaşama tutunmasını sağlamaya çalıştım. | Open Subtitles | منذ قدومي إلى هنا كممرضة بذلتُ قصارى جهدي حتَّى لا تسوء حالته حتَّى يحظى بحياة كريمة |