"قديم الزمان كان" - Traduction Arabe en Turc

    • Bir zamanlar
        
    Bir zamanlar, çok uzun yıllar önce... ..bir Ortodoks manastırında yaşlı bir keşiş yaşarmış. Open Subtitles كان يا ما كان,في قديم الزمان كان راهب عجوز يعيش في دير أورثودوكسي
    Bir zamanlar bir kral şato yaptırmış. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك ملك الملك هذا بَنى قلعة
    Bir zamanlar, otlakta bir evim vardı. Open Subtitles فى قديم الزمان, كان عندى بيت فى المراعى.
    Evvel zaman içinde Bir zamanlar bir eğri, bir de doğru ağaç varmış. Open Subtitles كان يامكان في قديم الزمان كان هناك شجرة معقوفة وشجرة مستوية
    Bir zamanlar banyo yapmayan tembel bir berduş varmış. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك رجل قذر كسول لا يستحم
    Eğimli çünkü Bir zamanlar burası bir dere yatağıymış. Open Subtitles إنه منعطف لأنه في قديم الزمان كان هناك جدول ماء و ساقية هنا.
    Bir zamanlar, bir köpekbalığı ile ucuz numaralar yapan nüfuz sahibi bir adam varmış. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك غول ربح القليل من تجارة أسماك القرش
    Bir zamanlar Annie adında güzel bir prenses varmış. Open Subtitles والان فى قديم الزمان كان هناك اميرة جميلة اسمهآ ، آنى
    Bir zamanlar çok güzel bir kız varmış bir tepedeki kocaman evlerinde ailesiyle birlikte yaşarmış. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك فتاة جميلة تعيش في منزل ضخم اعلى التلة مع عائلتها
    Bir zamanlar genç bir prens varmış. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك أمير صغير
    Bir zamanlar vardı bir güzel kız Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك فتاة جميلة.
    Bir zamanlar, gördüğün üzere kibritle oynamayı çok seven yaramaz bir çocuk varmış. Open Subtitles ، في قديم الزمان ...كان هناك فتى شرير ، كان يعشق اللعب بالثقاب ...لأن النار
    Bir zamanlar harika bir karısı ve sevimli bir çocuğu olan bir adam varmış. Open Subtitles ...في قديم الزمان ...كان هناك رجل لديه زوجة رائعة ..وكان لديه إبنه الجميل
    Bir zamanlar bir ülke vardı. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك بلد...
    Bir zamanlar, bir ülke vardı diye. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك وطن... ....
    Bir zamanlar, güzel bir oğlancık varmış babası ölmüş. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك a ولد جميل... أبّ hos كَانَ ميتَ.
    Bir zamanlar, güzel bir oğlancık varmış babası ölmüş. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك a ولد جميل... الذي الأبّ كَانَ ميتَ.
    Bir zamanlar, Mary adında küçük bir kız vardı. Open Subtitles في قديم الزمان (كان هناك بنت صغيرة تسمي ( ماري
    "Bir zamanlar küçük, mavi bir fare varmış," Open Subtitles في قديم الزمان, كان هناك فأراً أزرق"..."
    "Bir zamanlar çok güzel bir kız varmış..." Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك فتاة جميلة...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus