Gazetede ekin biti istilasıyla ilgili bir şey okumuştum. Doğru. | Open Subtitles | أعتقد أنني قرأت شيئاً في الصحف عن تلوث التسوس |
İnsan dışarı çıkmalı. O flüoresan ışık insanı öldürüyor. Bu konuda bir şey okumuştum. | Open Subtitles | عليك الخروج دائماً ، مصابيح الفلورسنت هذه ستقتلك ، لقد قرأت شيئاً عن هذا |
Bunun hakkında bir şeyler okumuştum önümüzdeki 10 yılın teknolojisi. | Open Subtitles | قرأت شيئاً عن ذلك لكن ليس لهذهِ التقنية أن تكون موجودة إلا بعد عشر سنوات ستكون أفضل مبيعات بعد 18 شهراً |
Bunun hakkında bir şeyler okumuştum önümüzdeki 10 yılın teknolojisi. | Open Subtitles | قرأت شيئاً عن ذلك لكن ليس لهذهِ التقنية أن تكون موجودة إلا بعد عشر سنوات |
Sen katiller ve suçlarla ilgili hikayeler uydururken o polislik ödevlerinde bir şey okudum. | Open Subtitles | قرأت شيئاً في تلك الأوراق المخصصة لتصبح شرطي تتعلّق باختلاق القصص عن القتلة والجرائم |
Bugün gazetede bir şey okudum. | Open Subtitles | -إنتظر لحظة إنتظر ، قرأت شيئاً في الجريدة اليوم |
Bir yerde bir şey okumuştum. | Open Subtitles | يا رفاق، لقد قرأت شيئاً مسبقاً ليست قصة حقيقية |
Kitapta acil durumlarla ilgili bir şey okumuştum. | Open Subtitles | قرأت شيئاً في هذا الكتاب بخصوص الطوارئ. |
Sanırım gazetede Bingham ile ilgili bir şey okumuştum. | Open Subtitles | "أعتقد أني قرأت شيئاً فى الورق عن مطار "بنغام |
Burası hakkında bir şeyler okumuştum. | Open Subtitles | صحيح، قرأت شيئاً بشأن هذا |
Oh, evet, evet, Benjamin Franklin'in günlüğünde bir şeyler okumuştum. | Open Subtitles | نعم, نعم, لقد قرأت شيئاً دفاتر (بنجامين فرانكلين) |
- Evet, sanırım öyle bir şey okudum. | Open Subtitles | كلا، أعتقد أنني قرأت شيئاً حيال ذلك |
Dr. Bell'i araştırırken bu döneme ait otopsiler hakkında çok şey okudum. | Open Subtitles | عندما كنت أبحث عن الطبيب (بل)، قرأت شيئاً عظيماً عن تشريح الجثث في هذه الحقبة |
Ben sadece bir şey okudum. | Open Subtitles | لقد قرأت شيئاً |