"قرأت كل" - Traduction Arabe en Turc

• hepsini okudum
• hepsini okudun
• hepsini okudunuz
• okumuştum
• herşeyi okudum
• yazıları okudum
• kitapları okudum

Kırbaçlanmanın ve dikenli tacın hepsini okudum.
قرأت كل قصص الجلد بالسياط وتاج الشوك والحراب

- Bunların hepsini okudun mu?
هل قرأت كل هذه الكتب؟

Gerçekten bu kitapların hepsini okudun mu?
هل قرأت كل هذه الكتب حقاً؟

Bu kitapların hepsini okudunuz mu?
هل قرأت كل هذه الكتب؟

Yayımlanmış bütün Mills & Bone aşk romanlarını 16 yaşıma basmadan okumuştum sanırım.
أعتقد أني قرأت كل روايات دار النشر ميلز أند بوون قبل بلوغي سن السادسة عشرة.

Gazetelerden hakkındaki herşeyi okudum. Senin için çok mutluyum.
أهلا، شارلي بكيت، قرأت كل شيء عنك في الصحف أَنا سعيد جدا بك..

Adamımızın yazdığı tüm yazıları okudum.
أقصد , لقد قرأت كل شئ كتبه الرجل

Futbol mu? Kitaplarda yok. Bütün kitapları okudum.
كرة القدم، إنها ليست في الكتب قرأت كل الكتب

Bunların hepsini okudum. 1962 ve 1963'teki beysbol maçları.
قرأت كل هذا, مباريات كرة سلة في 1962 و 1963؟

Mitoloji, ruhlar ve yarı tanrılar üzerine yazılmış Hint kitaplarının hepsini okudum ama bir şey yok.
قرأت كل كتاب هندوسي عن الأساطير والأرواح وأنصاف الآلهة ولا نتيجة

Bayan Bing, bugüne kadar yazdıklarınızın hepsini okudum.
سيدة بينج لقد قرأت كل شيء كتبتيه

- hepsini okudum. - Seçtiğin meslek böyle.
.لقد قرأت كل شيء حول الأمر - .مهلا، إنها المهنة التي اخترتَها -

En önemli kısmını atladığımı fark edene kadar hepsini okudum.
لقد قرأت كل شيء تقريبا قبل أن أنتبه أني أغفلت أهم جزء...

Ve bunların hepsini okudun mu?
وأنت قد قرأت كل هذه ؟

- Kitabın beni iyileştirdi. - hepsini okudun mu?
كتابُك شفى ظهري- هل قرأت كل الكتاب؟

- Bu kitapların hepsini okudun mu?
هل قرأت كل هذه الكتب؟

Bunların hepsini okudun mu? Bir bakıma.
-هل قرأت كل هذه الكتب ؟

hepsini okudunuz mu?
قرأت كل الكلمات؟

- Bu kitapların hepsini okudunuz mu?
-هل قرأت كل هذه الكتب؟

Hukuk bilimi, delil ve keşif kuralları üzerine bütün kitapları okumuştum, ama mahkeme salonuna göz gezdirirken, farkettim ki henüz daha doğmamışım bile.
و قرأت كل الكتب عن المحاكم و عن قواعد الاسكتشاف و الاستدلال و لكن, عندما نظرت حولي بقاعة المحكمة

Öğretilerini uyguluyorum ve hakkındaki herşeyi okudum.
أنا أتدرب على ما كنت تقوم بتدريبه وقد قرأت كل ما كتب عنك

Onun babam olduğunu öğrendiğim zaman onun hakkındaki yazıları okudum.
عندما اكتشفت أنه أبي قرأت كل شيء عنه

İnanması zor ama buradaki bütün kitapları okudum.
إنه لمن الصعب أن يصدق لكننى قد قرأت كل هذه الكتب