"قريته" - Traduction Arabe en Turc

• köyünü
• Köyünün
• köyünden
• köylerindeki
• köyü
• köyüne
• köyünde

Hemşire diyor ki köyünü gezen bu kızın ismini sayıklıyormuş..
الممرضة تقول انه يتحدث عن الفتاة التي استقرت في قريته

köyünü korumak için, hayatta kalabilmek için.
للعيش على الأرض، يكافح من أجل حياته بينما يحمي قريته.

Ama köyünü kılıçtan geçirip babasını öldüren isimsiz adam gölgelerde gizli kaldı.
لكن الرجل المجهول. الذي ذبح قريته و قتل أباه

Gunner da intikam almak için Köyünün yok edildiğini düşünüyor.
ويعتقد غونار أن قريته دمرت من أجل الانتقام

Ellinden bir şey gelmeden, Köyünün saldırıya uğrayışını izlemek zorunda kalmıştı.
كان عليه أن يراقب بدون جدوى بينما كانت قريته تهاجم

Mevsimler geçerken Gisani, kaderine boyun eğip sürüyü takip ederek kendi köyünden uzakta zaman geçiriyordu.
كما المواسم السابقة جيساني تابع قدره الحقيقي قضى عده ايام بعيد عن قريته

Güney Amerikalı rahiplerin köylerindeki katilleri öldürmek için Kanima'yı kullandıklarına dair bir hikâye var.
-يستخدم الكانيما لإعدام القتلة في قريته -حسناً ، أترى ، ربما ليس الأمر كله سيء

Ben bir keresinde adamı kendiliğinden tutuşturayım derken bütün köyü yakmıştım.
لقد جعلت شاب بشكل عفوي قابل للاحتراق لقد أحرق قريته

İşçi nizamnamelerine göre hiç kimse kendi köyünü terk edip
طبقا لقانون العمال , لا أحد يسمح لمغادرة قريته

Bunun yerine, onu dönüştürdün.. ..ve tüm köyünü yakması için etki altına almıştın.
عوض ذلك حوّلته ثم جعلته يحرق قريته عن بكرة أبيها.

Babam yaşamı pahasına köyünü korudu.
دفع أبي حياته مقابل إنقاذ قريته

Tam da salgın hastalık köyünü ortadan kaldırdığı sırada.
في الوقت الذي دمر الطاعون قريته

Kocana, onun köyünü ve insanlarını tanıt.
أيمكنك أن تعرّفي . زوجك على قريته وشعبه

köyünü dümdüz ettikten sonra teslim olmuştu.
لقد استسلم بمجرد ان حاصرنا قريته

Kendini, ailesinin hayatın ve Köyünün güvenliğini benim için tehlikeye attı.
لقد وضع حياته، وعائلته وأمن قريته على محك من أجلي

Köyünün tekrar doğduğunu hissettiğini söyledi.
قال أنه شعر بأن قريته ولدت من جديد.

Gördün mü? Köyünün yakınlarındayız.
قريته ليس ببعيدة

Köyünün adının Abdullah Jan olduğunu söylüyor.
يقول قريته اسمها (عبد الله جان)

Richards, yerli bir avcıydı ve Gisani'nin kendi köyünden uzakta burada ne yaptığını merak ediyordu.
ريتشارد هو صياد محلي ويشعر بالفضول, ما الذي يفعله جيساني هنا بعيداً عن قريته

İndir onu. köyünden geriye kalanı korumaya çalışıyor.
مجرد محاولة لحماية ما تبقى من قريته.

Çok üzücü bir hastalık var. Ve Avusturya köylerindeki erkekleri etkiliyor.
هناك مرض مأساوي يصيب رجال قريته في (النمسا)

Bütün köyü yakılıp yıkılmış. Karısını ve çocuklarını götürmüşler.
لقد احترقت قريته بأكملها و تشردت زوجته وأطفاله

Her ne kadar bu gönüllü, devlet evraklarını köyüne taşıyarak bunları iyi değerlendirmiş olsa da, taşıdığı mesafe 800 kilometreydi.
وبينما كانت من الممكن أن تكون ذات فائدة لأوراق حكومية لهذا المتطوع لكي يأخذها معه الى قريته, والتي تبعد 800 كيلومتر.

Dedi ki; köyünde bir karınca tepesindeki karıncalardan bile fazla insan varmış.
قال قريته ديها عدد أكبر من الناس من النمل في تل النمل.