| Timsah dişleri böyle bir hasar bırakamayacak kadar kısa ve küttür. | Open Subtitles | أسنان التمساح ليست قصيره و غير حاده لتلحق مثل هذه الأضرار |
| kısa bir süreçte bu yoğunlukta bir baskı zarara neden olabilir. | Open Subtitles | هذا معدل كبير بالنسبة لفتره قصيره كذه لابد أنه هذا السبب |
| Hayat onları okumak için çok kısa. Sizinkiler hakkımda kitap yazmış. | Open Subtitles | ــ الحياة قصيره جداً ــ أنتم يا جماعه ستألفون كتاباً عني |
| - Onunla evlendim çünkü tutuklandıktan kısa bir süre sonra ...Dif şatosunda öldüğünü söylediler | Open Subtitles | انا تزوجته لانهم اخبرونى انك مت فى قلعه ديف بعد اعتقالك بفتره قصيره |
| Bu kısa aradan sonra, Sihirli Tınılarla beraber Armada Salonunda... iki saatlik disko swing partisinde tekrar sizlerle beraber olacağız. | Open Subtitles | سوف نعود مع نغمات سحريه لرمادا رومز .. ِ ساعتين من الموسيقى قبل ان نأخذ استراحه قصيره |
| Bence bunu, sadece kısa bir süre için kendini tekrar normal hissetmek için yapmıştı. | Open Subtitles | أعتقد أنه فعل ذلك فقط ليشعر انه طبيعى مره أخرى حتى و لو لفتره قصيره |
| Hadi Dawson'un kumsalına gidelim. kısa bir yolculuk. | Open Subtitles | دعنا نبتسم حتّى وصولنا لشاطئ دوسون، نزهة قصيره |
| Bu yolculuğun anısına kısa bir konuşma hazırladım. | Open Subtitles | لقد اعددت كلمة قصيره لتكون تخليدا لذكري بداية رحلتنا |
| kolejde kısa etek yok dedim. | Open Subtitles | انا قلت لا تنورات قصيره فى الكليه لو سمحتى |
| Sana Doofus ve DiIigent hakkında kısa bir hikaye anlatayım. | Open Subtitles | دعيني أروي لكِ قصّه قصيره عن مُهمل و مُجْتهد |
| Spokane'daki Georgie Yarkus kısa bir süreliğine babana borç verecek. | Open Subtitles | جورجي ييركوس هنا... يوقوم بعمل مع والدك من فتره قصيره. |
| kısa konuşursa yeri belirlenemez sanıyor. | Open Subtitles | انها تعتقد ان المكالمه اذا كانت قصيره فلا يمكن تعقبها |
| Bu üzücü olaydan kısa bir süre sonra J. M. Barneby adında genç bir adam şehre geldi. | Open Subtitles | إستمر يا بيتر بعد فتره قصيره من هذا الحادث الأليم فارس صغير يسمى جي إم بارنابي جاء إلى المدينه |
| Bacaklar çok kısa, kafa çok büyük. Ancak benim kadar yarışma şansı var. | Open Subtitles | ان ساقه قصيره وراسه اكبر من الازم ان لديه فرصه للسباق كفرصتى |
| kısa bir süre için almayı bırakırsan sağlıklı görünürsün. | Open Subtitles | لذا إذا توقفتى عن أخذها لمده قصيره تبدين فى صحه جيده |
| Menenjit, felç. kısa ve acı dolu bir hayatı olur. | Open Subtitles | أنها فوضى ،لديها ألتهاب السحايا، ونوبة مرضية أنها ستعيش حياة قصيره مؤلمة |
| kısa süre sonra, bu tür şeyler yapmayı bıraktım. | Open Subtitles | وبعد ذلك بمده قصيره, توقفت عن فعل مثل هذه الاشياء. |
| Sade beş kısa hafta Nikaragua'da kalacağız. | Open Subtitles | فقط خمس اسابيع قصيره حتى نكون في نيكاراكوا |
| Uzun veya acı verici biçimde kısa olması sana bağlı. | Open Subtitles | سواء كانت طويلة أَو قصيره بشكل مؤلم , هذا عائد اليكى |
| Filomuzun bakımını yapmak için bir hafta küçük bir bedel galiba. | Open Subtitles | على البحر الشمالي اتوقع ان اسبوع مدة قصيره للحفاظ على اسطولنا |
| Biraz ara vereceğiz, ve sonra geri gelip sabaha kadar çalacağız, tamam mı? | Open Subtitles | سوف نأخذ استراحه قصيره و سنعود بعد قليل للمرح حتى الصباح حسنا؟ |