| Sen geldiğin an ortadan kaybolmak için bir obje kullandı. | Open Subtitles | فهمت انه يستخدم قطعة أثرية انه يستخدم قطعة أثرية ليختفي |
| O beni bulmadan benim için bir obje bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجدي لي قطعة أثرية معينة قبل أن تجدني |
| ABD müzeleri şimdiye kadar bir milyondan fazla eseri ve 50.000 yerli iskeleti sahiplerine iade etti. | TED | فقد سبق وأعادت المتاحف الأمريكية أكثر من مليون قطعة أثرية و50 ألف مجموعة من الهياكل العظمية للأمريكيين الأصليين. |
| Ve şimdi de bu objeye sahip ve onu sana tehlike oluşturan herkesi öldürmek için kullanıyor. | Open Subtitles | و الآن بحوزته قطعة أثرية و هو يستخدمها للقتل لأي شخص يُشكِل تهديداً لكِ |
| O haç önemli bir eser, bir müzeye konmalı. | Open Subtitles | هذا الصليب قطعة أثرية مهمة يجب أن يوضع فى متحف |
| Aslında bunu yapmasan... O bir antika... | Open Subtitles | في الواقع ، لا أفضل أن تفعلي هذا فهي قطعة أثرية |
| ve hesaplaşmak için bir nesne kullanır. Ne çeşit bir nesne hem zehirler hem de birleştirir? | Open Subtitles | صحيح، وإستعمل قطعة أثرية لينتقم، لكن ما نوع القطعة الأثرية التي تقوم بالتسميم واللصق؟ |
| Belki de ona acısını müziğine katmasını sağlayan bir objesi vardır gerçek bir jazz sanatçısı olabilmesi için. | Open Subtitles | ربما لديه قطعة أثرية تسمح له بالعزف من خلال الألم ليُصبح عازف جاز ماهر |
| Yani sorunları olan insanları iyileştiren bir objeyi mi durduracağız? | Open Subtitles | إداً سنُحاول إيقاف قطعة أثرية تقوم بعلاج الأشخاص المرضى ؟ |
| Bir objenin yaratımı bir cisim, bir kişi ve bir anın buluşmasıyla olur. | Open Subtitles | لحظة خلقِ قطعة أثرية هي ببساطة لحظة إلتقاء شيئ و شخص ما في لحظة مُعينة |
| Ama Depodaki her obje bir kişinin bir parçası. | Open Subtitles | ولكن في كل قطعة أثرية في هذا المستودع فيها امتداد للشخص. |
| Her obje bir kişinin parçasıdır, Artie. | Open Subtitles | حسنا ، كل قطعة أثرية هي امتداد للشخص ، أرتي. |
| Aşırı duyguyla yaratılmış bir obje bazen harekete geçmek, nötrleşmek için yine aşırı duyguya gerek duyar, ben de düşündüm ki-- | Open Subtitles | قطعة أثرية أن وُلدت من جراء عاطفة متطرفة تتطلب أحيانا الانفعال الشديد لتشغيلها .. ليتم إبطالها، لذلك أظن إذا كنا |
| Dört Vekil, obje bağlantılı şekilde öldü. | Open Subtitles | أربعة حكام عانوا من حالة وفاة من جراء قطعة أثرية |
| Ama zaman kısıtlılığından serbest kalan enerji etkileri tekrar eden yeni bir obje yarattı. | Open Subtitles | لكن يحتمل أن الطاقة التي نتجت عن هذا التشويش المؤقت قد ساهمت في ولادة قطعة أثرية و التي لها نفس التأثير |
| Mantıklı bir soru eğer radyasyon gönderen bir obje taşıyorsa Teslaları kullanabilir miyiz? | Open Subtitles | سؤال منطقي اذا كان يحمل قطعة أثرية تُطلق إشعاعاً هل نُخاطر بمسدسات التِسلا ؟ |
| Kimse gulyabaniyi kontrol edebilen altın eseri bilmiyor. | Open Subtitles | لاأحد يعرف أي شيء عن قطعة أثرية ذهبية تتحكم في غول |
| Tamam, yani saat bizi bir objeye götürebilir. | Open Subtitles | حسنا إدن الساعة قد تقودنا إلى قطعة أثرية |
| Haydi buyur, bulmamız gereken bir eski eser daha. | Open Subtitles | .عظيم ، قطعة أثرية أخرى يتوجب علينا إيجادها |
| Sonra da bize, Cape Town'daki müzeden antika parayı çalmamızı istedi. | Open Subtitles | ..ثم طلب منا القيام بعمل سرقة قطعة أثرية من متحف كاب تاون |
| Eğer bir nesne varsa ve sayısal analistlerden biri bunu bir şekilde kullanıyorsa | Open Subtitles | إذا كانت هناك قطعة أثرية يستعملها محلل كمي بطريقة ما... |
| Stukowski'nin bir objesi daha var. | Open Subtitles | ستوكووسكي) حصلت على قطعة أثرية أخرى) |
| Bazen şuradaki gibi tehlikeli bir objeyi saklamak için. | Open Subtitles | في بعض الأحيان أن أُسيطر عل قطعة أثرية خطيرة، مثل تلك |
| Bir objenin sağlığını etkilediğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين أنّ قطعة أثرية أثرت على صحتك بطريقة ما؟ |
| 2009'dan sonra Birleşik Devletlere getirilen Çin eserleri Çin'e geri iade ediliyor. | Open Subtitles | هذا هو القانون أى قطعة أثرية صينية تدخل أمريكا بعد 2009 تعود إلى الصين |