| Saygısızlık etmek istemem ama hayattayken benimle tek muhabbeti aşağılamalardan dalga geçmelerden ya da alay etmelerden ibaretti. | Open Subtitles | حسناً لا أقصد قلة إحترام لكن طوال معرفتي بها لم تقل شيئاً لم يكن مستكبراً ساخراً إزدرائي |
| Memur bey, amacımız Saygısızlık etmek değildi, burada çok güzel bir yeriniz var. | Open Subtitles | حضرة الضابط لم نقصد قلة إحترام نعلم أن لديك مكان جميل هنا |
| - Bana söylemediler. - Bu Saygısızlık adamım. | Open Subtitles | ـ لم يخبرونى بذلك ـ هذا يُعد قلة إحترام يا رجل |
| - Saygısızlık etmek istemem, ama sadakati önemsiyorsan, bu konuşmayı yapıyor olmazdık. | Open Subtitles | بدون قلة إحترام لكن إن كنت تهتم بالوفاء، ما كنا لنخوض هذه المحادثة. |
| Deli olduğunu belirtmek için ıslık çalman çok saygısızca bir hareket bence. | Open Subtitles | وكل هذا الصفير قلة إحترام |
| çok saygısızca. | Open Subtitles | . قلة إحترام |
| Bunu yapmamak Saygısızlık olur. | Open Subtitles | أي شيء أقل من الصدق سيكون قلة إحترام |
| Saygısızlık etmek istemem ama ortağım dönene kadar iş konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | بدون قلة إحترام... لكن لا أحبذ التحدث في الأعمال حتى يعود شريكي، |
| Saygısızlık etmek istemem ama, hepimiz neden burada olduğumuzu biliyoruz. | Open Subtitles | لا قلة إحترام لكن أظننا نعلم لم نحن هنا |
| Bunu Saygısızlık algılama. Sanırım Karanlık ile savaşmak için geri geldin ve bu harika bir şey. | Open Subtitles | ولا أعني أي قلة إحترام "أعتقد أنك عدت للمساعدة في القضاء على "الظلام |
| Bu büyük Saygısızlık olur. Bu zalimliği kim yapabilir? | Open Subtitles | هذا يظهر قلة إحترام و قسوة |
| Saygısızlık etmek istemem patron ama... | Open Subtitles | أيّها الرئيس، دون قلة إحترام... |
| Bu Saygısızlık değil, bu sadece-- | Open Subtitles | إنها ليسَ قلة إحترام. |
| Büyük Saygısızlık etmiş. | Open Subtitles | . -? أعني أنه قلة إحترام? |
| Saygısızlık. | Open Subtitles | قلة إحترام. |