"قلت أنّه" - Traduction Arabe en Turc

• demiştin
• olduğunu söylemiştin
• olduğunu söyledin
• söylediniz
• demiştiniz

Bu adamla ilgili ne kanıtımız var demiştin?
ما الدليل الذي قلت أنّه لدينا ضدّ هذا الرجل؟

Dikkatli birisi demiştin anlık bir zevk için cinayet işleyen biri.
حسناً، قلت أنّه صافٍ، رجل يقتل ببساطة لغرض مُتعته.

O kayıt cihazını çaldığında, bir kerelik bir şey olduğunu söylemiştin.
عندما سرقت ذلك المسجل، قلت أنّه كان خطأ لن يتكرر،

Ona yaklaşmamı söyleyen sendin. Bunun Kanunsuz'a zarar verme planımızın bir parçası olduğunu söylemiştin.
أنت من أمرتني بالاقتراب منها، قلت أنّه جزء من خطّة إيذاء المقتصّ.

Korktuğun biri olduğunu söyledin. Onun adını hatırlayamadığını söyleme.
قلت أنّه كان هُناك شخص كنتَ خائفاً منه، لا تقل لي أنّك لا تستطيع تذكّر اسمه.

Kendinize zaman ayırdığınızı söylediniz.
قلت أنّه بات لديك وقت أكبر لممارسة اهتماماتك

Ama en az bir ay sürer demiştiniz!
لكنّك قلت أنّه سيكون بعد الشّهر على الأقل

Hackleme yaptıklarına dair kanıtım var demiştin.
أنتَ قلت أنّه لديك الدليل بأنّهم يقومون بالقرصنة

Yaptığın şeyi engellemenin yolu yok demiştin.
لقد قلت أنّه ليس هنالك طريقة لإيقاف ما قمت بفعله

Sana izlettiğimde "Geçmek bilmiyor" demiştin.
لقد جعلتثكِ تشاهدين هذا لقد قلت أنّه كان أبديّاً

Hayır, kapıcı, uşak ya da Abby'nin laboratuvarında çalışan biridir demiştin.
كلا، قلت أنّه البواب أو كبير الخدم، أو أي شخص يُعين للعمل في مختبر (آبي).

Kaç kişi var demiştin?
-كم شخصاً قلت أنّه معك؟ -دزّينتان

Eliot, eğer o patates merkeze bir kere girerse, onu kaybederiz demiştin?
(إليوت)، قلت أنّه بمجرّد وصولهم إلى المقر، فالبطاطس قد قضيَ أمرها؟

Ne zamandır temiz olduğunu söylemiştin?
كم قلت أنّه مضى على عدم تعاطيك؟

Üstünde bej kazak olduğunu söylemiştin.
قلت أنّه كان يرتدي سترة من الصوف الطبيعي الرّجل الذي اختطف ابني...

Benim evlilik yüzüğüm olduğunu söylemiştin.
قلت أنّه خاتم زواجي.

Aşk hikâyesi olduğunu söylemiştin.
ظننتك قلت أنّه قصّة حبّ

- En sevdiğin olduğunu söylemiştin.
لقد قلت أنّه فلمك المفضل

Sevginin senin için yeterli olduğunu söyledin ama şimdi anlıyorum ki senin için hiçbir şey yeterli olmayacak!
قلت أنّه كان كافياً لك ولكنّي أدركت الآن... لن يكفيك أيّ شيء أبداً

- Bunun sırrımız olduğunu söyledin.
قلت أنّه سيكون سرّنا.

- Kolunuzu kırdığını söylediniz.
- قلت أنّه كسر ذراعك. - نعم، ذلك صحيح.

Bu binayı seçme ihtimali yok demiştiniz.
إعتقدتك قلت أنّه من المستحيل أن يختار هذا المبنى.