| Senin için çok endişelendik. Herkes seni aradı. | Open Subtitles | قلقنا عليكِ كثيراً وردتنا العديد من الاتصالات |
| Odamdan defolun! endişelendik. Sadece seni korumak istiyoruz. | Open Subtitles | يا عزيزتي، لقد قلقنا عليكِ نحن نحاول فقط أن ننقذكِ |
| endişemiz başlıkların şimdiden pozisyon almış olması yönünde. | Open Subtitles | قلقنا من ان يكون ذلك الرأس الحربي قَدْ يَكُون في الموقعِ. |
| Böyle kaybolunca seni merak edeceğimiz hiç mi aklına gelmedi? | Open Subtitles | ألم تفكر في مدى قلقنا عليك عند اختفاءك هكذا ؟ |
| Yani, bu görevle ilgili..., ...pek çok endişe vardı. | Open Subtitles | عائدةً الى الأرض لذا قلقنا كثيراً من ذلك |
| Yine de, bu gelişme hakkındaki ciddi endişelerimizi değiştirmez. | Open Subtitles | هذا لا يغير قلقنا الشديد بشأن هذا التطور |
| Geçen hafta ortalarda yoktun. Çok endişelendik. | Open Subtitles | لقد إنسحبتما الأسبوع الماضي , ولقد قلقنا |
| Ertesi gün işe gelmeyince endişelendik çünkü işe gelmediği tek bir gün bile yoktu. | Open Subtitles | قلقنا فوراً حين لم تأتِ في اليوم التالي لأنها لم تفوت العمل قط |
| Asla geri dönmeyeceksin diye Sekreter Ahn ve ben çok endişelendik! | Open Subtitles | اعتقدت أنك لن تكون قادراً على العودة ابداً هل تعرف كم قلقنا انا والسكرتير أهن ؟ |
| Clark. Tanrıya şükür, Çok endişelendik. | Open Subtitles | كلارك الشكر لله لقد قلقنا كثيراً |
| En büyük endişemiz de tek bir Goa'uld'un güce erişmesi. | Open Subtitles | قلقنا الأكبر أن يصعد جواؤلد واحد فقط إلى السلطه |
| Ama bizim asıl endişemiz bizi takip eden kaçak avcı. | Open Subtitles | ولكن قلقنا الحقيقى هو السارق ، الذى كان يتتبعنا. |
| İşin doğrusu, asıl endişemiz son zamanlarda takıldığı çocuklar. | Open Subtitles | في الحقيقه . قلقنا الحقيقي كان الأطفال الذين ترافقهم مؤخرا |
| Geri dönmeyince merak ettiğimiz için kokpite gidip izinizi takip ettik. | Open Subtitles | قلقنا عندما لم تعودا، لذا خرجنا لمقصورة الطائرة وتعقّبناكما من هناك |
| Geri dönmeyince merak ettiğimiz için kokpite gidip izinizi takip ettik. | Open Subtitles | قلقنا عندما لم تعودا، لذا خرجنا لمقصورة الطائرة وتعقّبناكما من هناك |
| En büyük endişe buzdan havaalanının parçalanmasıydı. | Open Subtitles | أكثر ما أثار قلقنا هو احتمالية تكسّر مدرج الطائرات، |
| Neden sadece Roark'la iletişime geçip onlara endişelerimizi söylemiyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نتصل بــ "رورك" ونشرح لهم قلقنا ؟ |
| Kahretsin Stanley, Meraktan öldük! | Open Subtitles | ــ اللعنة يا (ستانلي)! قلقنا كثيراً بشأنك |
| Çok telaşlandık. | Open Subtitles | نحن قلقنا بانزعاج. |
| Fakat endişelenmemiz gereken başka sebepler de var. | Open Subtitles | ولكن ثمة أسباب أخرى تثير قلقنا. |
| Biz de endişelenmiştik. | Open Subtitles | لقد قلقنا لقد قلقنا شأن ذلك |
| Hepimiz onun için endişeleniyorduk. | Open Subtitles | لقد قلقنا جميعا عليه |
| İnternette daha çok zaman geçirdikçe, bunun hakkında daha çok endişeleniyoruz. Ve araştırmalar gösteriyor ki, endişelerimiz giderek artıyor. | TED | فكلما زاد الوقت الذي نقضيه على الإنترنت، زاد قلقنا بشأن خصوصياتنا، وتُظهر هذه الدراسات أن قلقنا في تزايد. |