| Ama söz konusu insan kalbi ise, gücüm yoktur benim. | Open Subtitles | لكن عندما يصل الأمر إلى قلوب البشر فليس لى سلطان على ذلك |
| Belki kanun dünyasına yabancıyım fakat insan kalbi konusunda uzmanımdır. | Open Subtitles | ربما أنني غريب لعالم القانون لكن أنا خبير في قلوب البشر |
| Bu bedenin sağlığını sürdürebilmen için, aynı avare yatırlar gibi, insan kalbi ile beslenmelisin. | Open Subtitles | لتبقي هذا الجسم صحيا, يجب ان تلتهمي قلوب البشر تماما مثل الاشباح |
| İnsanların kalplerini açabilecek bir müzik yaratmak. | Open Subtitles | أن أصنع موسيقى تحرر قلوب البشر. |
| - İnsanların kalplerini durduyordu. | Open Subtitles | كان مثل وقف قلوب البشر |
| Ares, insanların kalbini, kıskançlık ve şüpheyle zehirledi. | Open Subtitles | آريس سمّم قلوب البشر بـالغيرة و الريّبة. |
| İki farklı insan kalbi vardır. | Open Subtitles | هناك نوعين مختلفان من قلوب البشر |
| En azından insan kalbi yemiyorum. | Open Subtitles | على الاقل , هو لا يقوم بأكل قلوب البشر |
| İnsan kalbi yiyerek yaşıyormuş. | Open Subtitles | يعيش على التغذي من قلوب البشر |
| Kötülük, insanların kalbini esir almış. | Open Subtitles | قام الشر بأخذ قلوب البشر |