Bu yüzden,bilirsiniz, aslında Everest Dünya'da bodur kalır. | TED | و كما يبدو فإن قمة إفرست أشبه بقزم على الأرض |
Neler kaçırdığını bilmiyorsun. Bu çökertme dünyasının Everest Tepesi! | Open Subtitles | أنت لا تعلم ما الذي تفوته علي نفسك هذا بمثابة قمة إفرست في اختراق الحواسيب |
Dört uzun adımla Everest'i aştım, ve yirmi bakireyi zirveye monte ettim. | Open Subtitles | لقد بلغت قمة إفرست بأربع خطوات و بلغت العذارى العشرين اللاتي تعشن فوقه |
Everest zirvesinin 90 metre yakınındayım. | Open Subtitles | أنا على بعد مائة ياردة من قمة إفرست |
Eğer bir fareye hidrojen sülfit verirseniz oksijene olan talebi düşürebilirsiniz, ve bu canlıyı Everest tepesinin 5000 feet üstü yüksekliklerde olabilecek oksijen konsantrasyonlarına koyabiliyorduk ve burada saatlerce hiçbir şey olmadan yaşayabiliyorlardı. | TED | إنك إن قمت بإعطاء الفئران كبريتيد الهيدروجين، فإنه يمكنك تقليل طلبهم من الأوكسجين، ويمكن أن تضعهم في تركيزات من الأوكسجين ضئيلة جدًا كخمسة ألاف قدم فوق قمة إفرست. ويمكنهم البقاء هناك لساعات، ولا توجد مشكلة أبدًا. |
Everest'e tırmanmasından hemen sonraydı. | Open Subtitles | وكان هذا بعد ان تسلق بنجاح قمة إفرست! |
Everest dağının tepesine tırmandı. Neden? | Open Subtitles | وتسلّق إلى قمة (إفرست) لماذا؟ |
Everest cücük gibi kalır bunun yanında | Open Subtitles | يجعل قمة "إفرست" تبدو كالطفل |
Everest'te düşen çığdan sonra hayatta kalıp saatler sonra tabletinin lansmanını yapan adamdan bahsediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تتحدَّثين لنفسِ الشخص الذي قام بالإعلان عن الجهاز اللوحي الأكثر مبيعاً بعد ساعات من نجاتِه من إنهيار ثلجيّ على قمة (إفرست). |