Büyücü olduğum tüm yıllar boyunca örtüyü yırtabilecek kadar güçlü tek bir büyü duydum. | Open Subtitles | فيمَ مرت من سنين و كوني عرّافاً سمعتُ عن سحرٌ وحيد قويّ بما يكفي ليشق الحاجز. |
Pekala, o ufak çatlaktan geçecek kadar ufak ama o kayayı kaldıracak kadar güçlü bir alete ihtiyacımız var. | Open Subtitles | حسناً، نحتاج لجهاز صغير كفاية يتلاءم في ذلك الشق الصغير، لكن قويّ بما يكفي لرفع تلك الصخرة. |
Oradan sağ çıkamam Danny. O kadar güçlü değilim. Ben sen değilim! | Open Subtitles | لا أقوَ على ذلك، (داني) فأنا لستُ قويّ بما يكفي لستُ مثلك |
Bu krallıktaki herkese Ingrid ve Helga'nın varlığını unutturacak kadar güçlü bir hafıza iksirine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد شراب ذاكرة قويّ بما يكفي ليجعل المملكة بأسرها تنسى وجود (إنغريد) و(هيلغا) |
Dagda Mor'u mağlup edecek kadar güçlü. | Open Subtitles | قويّ بما يكفي لهزيمة (داغدامور). |