"قيدني" - Traduction Arabe en Turc

• bağladı
• bağla
• bağlayıp
• kelepçeledi
• kelepçeleyin beni

Bize hamburger ve içecek almak için çıktığında beni bağladı.
و عندما هم بالذهاب ليحضر لنا بعض الشطائر و العصائر, قيدني

Hayır, buraya geldi, silahı vardı ve beni bağladı.
كلا, لقد جاء الى هنا, قيدني. وكان معه سلاح.

Donovan beni sandalyeye bağladı ve kimsenin bana dokunmamasını söyledi.
نيل0 دونافان قيدني بالكرسي0 وقال أنه لا يسمح لأي أحد بلمسي0 الوغد!

bağla BENİ!
قيدني من أعلي، قيدني من أسفل ترجمة اكستريم

Kızı bir buzdolabına kapatırsınız onu bir vadiye atarsınız ve sen ve balın bodrumunuza dönüp "bağla beni" oynamaya devam edersiniz.
أنت حبستها بإحكام داخل الثلاجة و رميت بها في وادٍ صغير منحدر و عدت أنت و حبيبك للعبة " قيدني بشدة" في القبو

Bu adam beni sandalyeye bağlayıp döven ve sonra barışmak için öpmeye çalışan kişi.
قيدني إلى كرسي وأوسعني ضرباً ثم أراد مصالحتي لاحقاً

Beni kelepçeledi ve daha sonra eroin bulundurduğumu söyleyerek tutukladı.
:ثم قيدني وقال انني رهن الاعتقال لحيازة الهيروين

- Peki, kelepçeleyin beni. - Ne?
حسناَ قيدني ماذا ؟

Beni zemine sabitlenmiş bir sandalyeye bağladı.
لقد قيدني بالمقعد. كان مثبتًا في الأرض.

Sonra beni bağladı ve gitti.
لكنه قيدني وذهب فقط

Askılarını çıkardı ve beni bağladı.
و قيدني

Beni bağladı.
لقد قيدني.

Başıma bir silah daya ve beni kalorifer peteğine bağla.
صوب نحوي مسدسا قيدني مع المبرد

bağla beni. Tamam, H.G.
قيدني. حسنا، هاري جراي.

- Paul, bağla beni dostum! - Çıldırdın mı sen?
-بول ) قيدني يا رجل ) هل أنت مجنون ؟

bağla beni.
قيدني

Çölün ortasında beni bağlayıp başıma silah dayadı.
أنّي أتحدث حول أنه قيدني في الصحراء وسلاحه موجه نحو رأسي.

Okula pompalı tüfekle geldi bana saldırıp kelepçeledi.
،لقد دخل إلى المدرسة و معه بندقية صيد ...اعتدى علي و قيدني

Huzursuzluk çıkartmaya başlamadan kelepçeleyin beni!
قيدني قبل أن أتمرد