| Atlantis, Güzel Manzara, Huzur Otel gibi pejmürde otellerin olduğu kasvetli bir yerdi. | Open Subtitles | كان مكاناً كئيباً به فنادق رديئة . أمى كانت تشبه كثيراً تلك الفنادق |
| Bark, O yaşlılar evi o kadar bunaltıcı ve kasvetli ki... | Open Subtitles | "بارك)، دار العجزة ذاك يبدو) كئيباً و موحشاً." |
| Bayağı... Bayağı moral bozucuydu. | Open Subtitles | أجل، لقد كان أمراً أرضياً كئيباً. |
| - Biraz moral bozucu değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا أمرا كئيباً ؟ |
| Esas ilginç olan Bay Yeaman'ın bu kadar keyifsiz görünmesi. | Open Subtitles | الشيء المثير للأهتمام هو كيف يبدو السيد (يميين) كئيباً وساخطاً |
| Sanırım o gün balık yakalayamadıkları için Kevin keyifsiz görünüyor. | Open Subtitles | أعتقد أن (كيفين) يبدو كئيباً بعض الشيء لإنهم لم يصطادوا شيئاً ذلك اليوم، |
| Gözlerinin altında halkalar vardı, depresif ve bezgin duruyordu. | Open Subtitles | عيناه غائرتان كان كئيباً و محبطاً |
| Aynı zamanda depresif de olabiliyor. | Open Subtitles | وقد يكون كئيباً |
| Çok moral bozucu olacak. | Open Subtitles | سيكون كئيباً جداً |
| Evet. Biraz moral bozucu. | Open Subtitles | نوعا ما يبدو كئيباً |
| Biraz keyifsiz gibisin. | Open Subtitles | أنت تبدو كئيباً بعض الشيء |
| Aynı zamanda depresif de olabiliyor. | Open Subtitles | وقد يكون كئيباً |