| Ama susturucu basit bir silindir. Kontrolden geçmiş bir çantaya kolayca konabilir. | Open Subtitles | ولكن كاتم الصوت إسطوانيّ الشكل فحسب يمكن تخبأته بسهولة في حقيبة مفتّشة |
| Brausch susturucu takılıyor, bu mermi hızını biraz düşürüyor. | Open Subtitles | خد كاتم الصوت بتخفيض صغير فى سرعة الماسورة |
| susturucu kullanman senin bir keskin nişancı olmadığını göstermez. | Open Subtitles | كونك تستعملين كاتم الصوت لا يعنى أنك لست قناصة |
| Dördünün de susturucusu var. Herbirinin de ikişer kitapçığı var. | Open Subtitles | أربع مسدسات مع اربع كاتم صوت مع مخزنين لكل منهما |
| Bir susturucu ya da egzoz borusu gibi. | Open Subtitles | مثل كاتم الصوت أو العوادم، لقد رأيت ذلك من قبل |
| Bastırıcı yüzünden gelen eksi 20 mil dahil. | Open Subtitles | بما فيها 20 ميلاً في الساعة بسبب كاتم الصوت. |
| Gözüme çarptı. Yatağın üzerinde susturuculu bir silahın ne işi vardı? | Open Subtitles | ما الذي يفعله مُسدّس مع كاتم للصوت بالخارج على السرير؟ |
| Bir polis memuru ne zaman ihtiyaç duyar ki susturucuya? | Open Subtitles | منذ متى ورئيس الشرطة بحاجة إلى كاتم صوت؟ |
| susturucu standart olarak geliyor. Mükemmel geri tepme azaltıcısı. | Open Subtitles | كاتم الصوت معيارياً ويخفف من حدة الإرتداد |
| Şimdi huzurlarınızda yaklaşık 61 sentlik sıradan eşyadan mamul ev yapımı mükemmel susturucu. | Open Subtitles | أيها السادة أنتم على وشك مشاهدة شيئ تكلف 61 سنتا مصنوع من مواد منزلية يالكامل كاتم الصوت المنزلي المثالي |
| Ayrıca, bu bir susturucu. Hiçbir şey duymayacaklar. | Open Subtitles | بالاضافة الى أن هذا كاتم صوت لن يسمعوا أي شيئ |
| Bir daha sefere ne yaparsan yap bize göre susturucu olacak, çünkü sağır olduk! | Open Subtitles | أنا متأكد أنه سيكون كاتم صوت لأننا سنكون قد أصبنا بالصمم |
| Oyuncak bir tüfek ve el yapımı bir susturucu için hiç fena değil, ha? | Open Subtitles | ليس سيئا بالنسبه الي بندقيه صيد و كاتم صوت بسيط , اليس كذلك ؟ |
| Birkaç blok ileriden susturucu kullanarak ateş edildiğine göre... | Open Subtitles | كان على بعد بضعة مجمعات وأيّاً كان من أطلق، فقد استخدم كاتم صوت |
| - Tetikçi susturucu kullanmış olmalı. - Yoksa komşular haber verirdi. | Open Subtitles | مطلق النار من المؤكد أنه أستعمل كاتم صوت |
| Arabası 30 yaşında falan yani. Egzozunda susturucu da yok. | Open Subtitles | سيارته عمرها 30 سنة وليس لديها كاتم للصوت. |
| Bakın çocuklar, eğer silah alarmı serseri bir atışı falan yakalamadıysa burada susturucu durumu söz konusu demektir. | Open Subtitles | اسمعوا اذا لم تكشف حساسات الرصاص فنحن نتعامل مع كاتم صوت |
| Silah susturucusu ensemdeyken ellerim kelepçelendi, gözlerim bağlandı ve diz çökmeye zorlandım. | TED | أما انا فكبلوا يداي، عصبواعيناي، وارغموني على الركوع، بينما كان طرف كاتم صوت المسدس يضغط على عنقي. |
| Sanırım suçluların aracında bir egzoz susturucu var. | Open Subtitles | اعتقد ان سيارة الخاطفين بها كاتم صوت جديد |
| Bastırıcı yüzünden gelen eksi 20 mil dahil. | Open Subtitles | بما فيها 20 ميلاً في الساعة بسبب كاتم الصوت. |
| Bu, olay yerindeki kontrol düzeyini de açıklayabilir-- kelepçeler, prezervatifler, susturuculu silah. | Open Subtitles | وهو يشرح مقدار السيطرة كان يعرض أكثر من مسرح جريمة تقييد الايدي, الواقي الذكري سلاح مع كاتم صوت |
| - susturucuya ne oldu? | Open Subtitles | متأكد أنه كاتم صوت فعلا؟ |