| Ama eğer bir gün Katolik olmaya karar verirsen bana bir iyilik yapıp Peder Patrick'e itiraf eder misin? | Open Subtitles | ولكن إذا قررت يوماً ما أن تصبحي كاثوليكية هل يمكنك تقديم خدمة لي وهي أن تقدمي اعترافك للقس باتريك | 
| Katolik okulunda okudu, doğru ama orospu iddiaları da ölümüne sebep olmazdı yani. | Open Subtitles | بالرغم من أنها كانت مدرسة كاثوليكية لن تموت بسب إشاعات أنها كانت عاهرة | 
| Katolik olduğum için benim gibi çocuklara ne olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أعرف باعتباري تربيت تربية كاثوليكية ما الذي يحدث لأشخاص مثلي | 
| Tek yapmam gereken evine yakın Katolik okullarına bakmak oldu. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو البحث عن أقرب مدرسة كاثوليكية لمنزلك. | 
| Şimdi Fransa'ya, müttefikin olan Katolik bir ülkeye Kralıyla evlenmen için ihtiyacın var. | Open Subtitles | ونجن لدينا القواعد الكالوثيكية أنتِ تحتاجين فرنسا ، بلد كاثوليكية ، بجانبكِ الأن | 
| Ve ben ayrıca bir çok Vietnamlı mülteci olduğunu öğrendim. Izdırap içinde Katolik kilisesinde toplanıyorlardı. Tüm bina tamamen tahrip olmuştu. | TED | وأيضا كان هناك العديد من اللاجئين الفيتناميين يعانون و متجمعون في كنيسة كاثوليكية لقد دمرت الكنيسة بالكامر | 
| Yaptıkları sıradışı iş sonucunda şehirde bulunan Protestan ve Katolik iki katedrale rakip olacak bir tapınak doğdu. | TED | وأنتج عملهم الرائع سوياً معبداً ينافس الكتدرائيتين الموجودتين في المدينة؛ إحداهما كاثوليكية والأخرى بروتستانتية، | 
| Pek Katolik sayılmaz. Ama güzel bir karşılama müziğidir ve Hıristiyandır. | Open Subtitles | انها ليست كاثوليكية لكن الأغنية للترحيب وهذا أمرا مسيحيا | 
| Sizi en çok rahatsız eden tarafı ne? Katolik olması mı, yoksul olması mı? | Open Subtitles | ما يتعبك أكثر هو كونها كاثوليكية أم فقيرة؟ | 
| Phil'e, Katolik töreni yapabileceğini ve senin de itiraz etmeyeceğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرت فيل بأنك يمكنك أن تأخذ خدمة كاثوليكية وأنت ستقول حسنا حسنا؟ | 
| Kız arkadaşım çok iyi bir Katolik. | Open Subtitles | صديقتى كاثوليكية جيدة ، انها تحب التناول | 
| 12 yıl Katolik kolejlinde okudum. | Open Subtitles | أمضيت إثنا عشر عاماً في مدرسة كاثوليكية. | 
| 12 yıl Katolik kolejinde okudum. | Open Subtitles | أمضيت إثنا عشر عاماً في مدرسة كاثوليكية. | 
| En iyi saksoyu Katolik kızlarının çektiğini herkes bilir. | Open Subtitles | يعرف كلّ شخص مدرسة كاثوليكية تعطي بنات أفضل طريق | 
| Katolik olmak isteyen herkes için, bu yolla onun içn çalışmak için. | Open Subtitles | التي هي كاثوليكية بالمناسبة هي العمل من أجل تلك البدلة | 
| Katolik okulunda okudum. | Open Subtitles | أنا ملتزم ,فقد ذهبت لمدرسة داخلية كاثوليكية | 
| Kendine güzel İrlandalı bir Katolik kız bulamaman kötü oldu, Peter. | Open Subtitles | اني اشفق عليك انك لم تستطع ايجاد فتاة كاثوليكية ايرلندية | 
| Bu çok Katolik'çe bir his. | Open Subtitles | و كانَ ذلكَ شيئاً طبيعياً كوني كاثوليكية | 
| Ethan Katolik bir kızla evlendi ve bir daha asla iyi olduğuna rastlamadım. | Open Subtitles | -لقد تزوج إيثان من فتاة كاثوليكية وبعدها لم تسر الأمور على ما يرام | 
| Bunu söyledim. Katoliğim. Ahlak anlayışıma aykırı. | Open Subtitles | لقد وضحت لك الأمر، أنا كاثوليكية وهذا الأمر يتنافى مع مبادئي الأخلاقية. | 
| O dindar, muhafazakar bir Katolikti, geleneksel aile değerlerine, basmakalıp kadın ve erkek rollerine inanan biriydi. Ve ben bendim. | TED | كانت كاثوليكية محافظة متفانية، مؤمنة بقيم العائلة التقليدية، الأدوار المفترضة من الرجال والنساء، وأنا كنت، حسنا، أنا. | 
| Bu da içindeki Katoliklik. | Open Subtitles | مادونا و الطفل انهم كاثوليكية | 
| Katoliksiniz sanırım. | Open Subtitles | افترض انك كاثوليكية |