| Aslında başkan Paul Kagame ve Ruanda Sağlık Bakanlığı, bu teknolojinin potansiyeli üzerine büyük bahis yaptılar ve talep üzerine ülkedeki kanın büyük çoğunluğunu dağıtmak için ticari sözleşme imzaladılar. | TED | كان في الواقع الرئيس بول كاجامي ووزارة الصحة الرواندية هم من راهنوا على نجاح وإمكانيات هذه التقنية ووقعوا عقداً تجارياً لإيصال أغلب تبرعات الدم في الدولة حين طلبها |
| Edouard Kagame, terörist hücresinin başı ve muhtemelen de en tehlikeli üyesi. - O başaramadı. | Open Subtitles | "إدوارد كاجامي" ، هو قائد هذه الخلية و الأكثر خطراً |
| Kagame ile üzerinde çalıştığımız şey tamamen oyunu değiştirecek. | Open Subtitles | - كاجامي " جعلنا نعمل على شيء ما" سوف يكون مغيراً للأحداث حقاً |
| Bu kodları nasıl kullanacağımızı çözdüğümüzde senin peşine düşmeden Kagame ve çetenin izini sürebilirsin. | Open Subtitles | حين نتعلم كيف نستخدم الشفرات ، يمكنك تعقب "كاجامي" والعصابة قبل أن يسعوا خلفِك |
| Aynı ağabeyin gibi Uchiha Kagami isimli bir astım vardı. | Open Subtitles | لقد كان لدي تابع اسمه يوتشيها كاجامي كان يشبه أخوك كثيراً |
| Geçmişte Kagame ve Lucas insanlara ulaşmak istediklerinde basitçe hackleme yolunu kullanırlardı. | Open Subtitles | في الماضي عندما اراد (كاجامي) و(لوكاس) الوصول للناس فإنهم ببساطة اخترقوا الموقع |
| Sence Kagame o binaya girip kendini havaya uçurduğunda bunu hayal etmiş midir? | Open Subtitles | هل تعتقد ان (كاجامي) تصوّر هذا عندما ذهب الى ذلك المبنى وفجر نفسه؟ |
| Kagame için yapılacak birkaç işim vardı! | Open Subtitles | لقد كنت أنجز بعض الأعمال من .(أجل (كاجامي |
| Kagame fazlasını bilmeni isterse sana söyler. | Open Subtitles | وعندما يريدك (كاجامي) أن تعرف ما .هو أكثر، فسيخبرك بنفسه |
| Bomba patladığında Kagame binanın içindeydi. | Open Subtitles | لقد كان (كاجامي) بداخل المبنى .لحظة إنفجاره |
| Kagame her zaman olayın sana döneceğini söylerdi. | Open Subtitles | (كاجامي) كان يقول دوماً أن الأمور ستصير إليك. |
| Yüzlerce insanı öldürmesi için Kagame'ye yardım etti. | Open Subtitles | لقد ساعد (كاجامي) على قتل مئات الأبرياء. |
| Kagame, Travis, Lucas, Garza, ben! | Open Subtitles | كاجامي)، (ترافيس)، (لوكاس)، (جارزا)، أنا) |
| Ve Kagame bizim paradoksallığımız üzerinde büyük bir test yapmak istiyor. | Open Subtitles | وبالنسبة ل(كاجامي)، فهو يريد أن يجري تجربة عملاقة... الهدف منها إختبار قابليتنا للموت بنظرية التناقض |
| Bunları Kagame'ye ver. - Git hadi. - Hayır. | Open Subtitles | -إعط هذه لــ "كاجامي" ، الأن |
| Eduoard Kagame 2. binaya girerken görülmüş. | Open Subtitles | ...لدينا رؤية محتملة لـ(إدوارد كاجامي) وهو يدلف .إلى المبنى الثاني |
| Kagame başında beri bunu planlamıştı. | Open Subtitles | ...لقد خططّ (كاجامي) لهذا الأمر منذ البداية |
| Zaman yolculuğu aygıtı arızalı değildi ve Kagame bunu biliyordu. | Open Subtitles | إن جهاز السفر عبر الزمن لم ،يعمل بشكل مضطرب ...و(كاجامي) كان يعلم ذلك |
| Kagame'nin beni kullandığını anlamamı sağladı. | Open Subtitles | فقد جعلني أدرك أن (كاجامي) قد إستغلني. |
| Uchiha Shisui Uchiha Kagami'nin soyundandır. | Open Subtitles | يوتشيها شيسوي كان سليل يوتشيها كاجامي |
| Kagami Liber8 için en iyisi yerine kendi mirasını düşündü | Open Subtitles | كاجامي) كان مهتماً اكثر بتراثه هو) (عن ما هو الافضل لـ(ليبر 8 |