| O hayvanları sıçan gibi geberteceğim! | Open Subtitles | .سأفعل ما يجب أن يتم سأقتل هؤلاء الحيوانات كالجرذان |
| Şehir genişleyebilir ve biz de sıçan gibi yaşamaktan kurtulabiliriz demek oluyor bu. | Open Subtitles | ذلك يعني أن المدينة تتوسع و يمكننا ان نتوقف عن العيش كالجرذان |
| Nasıl oldu bu süre içinde olsun ... bir sıçan gibi bodrum üzerinden tarama? | Open Subtitles | كيف أتيت لهنا في هذا الوقت... هل كنت تزحف في القبو كالجرذان |
| Tüm gün boyunca sadece intikam planları yaparken bizleri fareler gibi bir deliğe tıktın! | Open Subtitles | أنت تضعينا هنا كالجرذان بينما تخططين للأنتقام طوال اليوم |
| İyi. Çıldırmış fareler gibi beslenmeye çalışıyorlar, eğer bir defa saldırıp alırlarsa yaz boyunca sürekli saldırırlar. | Open Subtitles | حسنا لابد ان نربيهم كالجرذان المجنونة |
| Her ikisi de Mejestelerinin yücelmesine karşı kumpas kurarak sıçanlar gibi kapana yakalandı. | Open Subtitles | وكلاهما قبض عليه كالجرذان يتآمران على جلالة الملك |
| sıçan gibi burada oturmayın! | Open Subtitles | لا تجلسوا هنا كالجرذان! |
| Artık burada yapamıyorum. fareler gibi yaşıyoruz. | Open Subtitles | لا أطيق المكان هنا نحن نعيش كالجرذان |
| Neden bizi içeri kilitlediğini anlamıyorum fareler gibi kapana kısılmamıza gerek yoktu. | Open Subtitles | مازلتُ لا أفهم لمَ قمتِ بحبسنا بالداخل ! لم يكن لزامًا علينا أن نُحاصر كالجرذان |
| Peynirin başına üşüşen fareler gibi, kablosuza yönelirler. | Open Subtitles | تقوم بتحدد وجهتها نحو "الواي-فاي" كالجرذان حين تشمُّ الجبن |
| Öyle mi? fareler gibi yaşamak daha mı iyi? | Open Subtitles | لا، من الأفضل أن تعشوا هنا كالجرذان |
| Güneyden sıçanlar gibi gelip beyaz erkeklerin hakkı olan işlere üşüşüyorlar. | Open Subtitles | يغزوننا كالجرذان قادمين من الجنوب، ينعمون بوظائف حكراً على البيض فيما مضى، |
| Tıpkı lağımdaki sıçanlar gibi üst üste yığılırlar. | Open Subtitles | مستلقين بكومة كالجرذان بالمجاري |