| Ya içeri dalıp bizi bir çırpıda öldürebilecekleri kapalı bir alanda koyun gibi toplanmamızı sağlamak için tehdit savurduysa? | Open Subtitles | ماذا لو كان أعلن تهديده هذا فنتجمع نحن كالخراف في المذبح في مساحة ضيقة حيث يمكنهم مباغتتنا و يتخلصوا منا دفعة واحدة؟ |
| İnsanlara şuurlarını tekrar kazandırırsak artık koyun gibi o binaya doğru yürümeyeceklerdir. | Open Subtitles | نعيد للناس عقولهم لكيلا يُساقوا إلى هذا المكان كالخراف |
| Ve asker adamlar koyun gibi öldürülmeyi hak etmezler. | Open Subtitles | و المقاتلون لا يستحقون أن يموتوا كالخراف |
| Ancak evleneceksem babamın arzusu üzerine koyun gibi satılacaksam dilediğime verilmeyi isterim. | Open Subtitles | لكن إن كان عليّ الزواج أن أباع كالخراف كما يريد والدي أن يفعل عندها أفضل أن يكون ذلك الشيء من اختياري |
| Burası çok kalabalık. koyun gibi sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | ,المكان مغتظ هنا إننا متراصّون كالخراف |
| Adamlarımı koyun gibi kesiyor. | Open Subtitles | -لقد ذبح رجالى كالخراف, الجبناء |
| Bütün şehir koyun gibi kokuyor. | Open Subtitles | المدينة كلها رائحتها كالخراف |
| 200 Kuzeyli, koyun gibi öldürülmüş. | Open Subtitles | مائتا شمالي ذُبحوا كالخراف. |
| En azından Viking gibi savaşıp ölürdük, koyun gibi değil. | Open Subtitles | كان بإمكاننا القتال والموت كمحاربي (الفايكنغ) على الأقل بدلاً من الموت كالخراف |
| Biz de koyun gibi geldik. | Open Subtitles | ونحن تصرفنا كالخراف! |