| Herşeyi sen yapmak zorunda değilsin. Sadece bana bir koltuk ver. kız gibi uslu olurum. | Open Subtitles | لست مضطراً الى حمل شيئ أقعدني على الرحاض وسأفعل لك كالفتيات |
| Ve kız gibi de konuşmamam gerekir çünkü hastayı ben teşhis ettim. | Open Subtitles | و لا يجب أن أتحدث كالفتيات لأنني انا من شخص حالة المريضة أنا احتاج جهاز الاستدعاء |
| Kafasının üstü saçsız, yanları uzun, bir kız gibi. | Open Subtitles | أصلع في قمة رأسه ويكسوه شعر عزير على الجوانب ، كالفتيات |
| Amerikalı kızlar gibi. Belki de Amerika'ya gitmeliyim! | Open Subtitles | كالفتيات الامريكيات لذا علي ان أذهب لأميركا |
| Amerikalı kızlar gibi. Belki de Amerika'ya gitmeliyim! | Open Subtitles | كالفتيات الامريكيات لذا علي ان أذهب لأميركا |
| Kafasının üstü saçsız, yanları uzun, bir kız gibi. | Open Subtitles | أصلع في قمة رأسه ويكسوه شعر عزير على الجوانب ، كالفتيات |
| Bak, kız gibi sızlanmak istemem, ama hayatımda sadece 2 kere aşık oldum, | Open Subtitles | لا أريد أن أصبح كالفتيات ولكني جربت الحب مرتين في حياتي وواحد منهما باقٍ حولي |
| Hatta Tony'e, sert biri gibi giyindiği halde kız gibi... kullandığını anlattım. | Open Subtitles | حتى انني تحدثت الى توني عن ان هذا الرجل يرتدي ثيابا كـ الأشرار لكنه كان يقود كالفتيات بدون إهانة |
| Kötü bir akşam geçirdim ve kız gibi ağladım ama ben unuttum ve sen de unutsan iyi edersin. | Open Subtitles | لقد مررتُ بليلةٍ سيئةٍ وبكيتُ كالفتيات وقد تجاوزتُ ذلك، وعليكِ أن تتجاوزيه أيضاً |
| - Sadece kes sesini. Kötü bir gece geçirdim ve bir kız gibi ağladım. | Open Subtitles | ليتكِ تخرسين، لقد كانت ليلةً عصيبةً وبكيتُ كالفتيات |
| Geçen yılın aynısını, küçük bir kız gibi ağladım. | Open Subtitles | كما فعلت في العام الماضي بكيت كالفتيات الصغار |
| Duyamıyorum. kız gibi konuşma. | Open Subtitles | أنا لاأستطيع أن أسمعك أنت تتكلم كالفتيات |
| - Benim duygularından bahseden, ...duygusal bir kız gibi olmamı istiyorsun, - Ama bu asla olmayacak. - Aptal değilim ben. | Open Subtitles | أعلمُ أنّكِ تريدينني رجلاً عاطفيّاً كالفتيات يحبّ النحدّث عن مشاعره، لكن هذا لن يحدث أبداً. |
| Ayrıca Amerikan aksanın var ve ufak kız gibi bir çığlığın. | Open Subtitles | و لديكِ أيضا لكنة أمريكية، و تُجيدين الصراخ كالفتيات |
| Çıkma teklifi ettiğim son dört kız gibi konuştun. | Open Subtitles | حسناً , أنت تبدين كالفتيات الأربعة الأخيرات اللواتي خرجتُ معهن |
| 89'da onlarla birkaç kere kavga etmiştik ve dövmüştük. Küçük kızlar gibi ağlamışlardı. Tamam, dinle. | Open Subtitles | قمنا يجولةٍ معهم عام 89، وسحقناهم، لقد بكوا كالفتيات الصغيرات |
| Ben sizin oralardaki kızlar gibi değilim, değil mi? | Open Subtitles | أنا لستُ كالفتيات في دياركَ ألستُ كذلك ؟ |
| Farlow'lardaki Alman kızlar gibi... ve gelip bizim evde yaşamasını isterdim. | Open Subtitles | ...كالفتيات الألمانيات الموجودين في منزل فارلو... و أجعلها تأتي لتعيش معنا في المنزل... |
| Ama senin korkakça sızlanmaların yüzünden "Burada küçük kızlar gibi ağlayıp, katledilen korkak paralı askerler yatıyor." yazacak. | Open Subtitles | : لكن بسبب بكائك وجُبنك ، سيكتبون التالي ! " هنا يستلقي جندي مرتزق وجبان ، بكى كالفتيات وسُحق كالحشرات |
| Onun da diğer kızlar gibi görünmesi. | Open Subtitles | أن يجعلها تبدو كالفتيات الأخريات |
| İkiniz de kancık karı gibi davranıyorsunuz. Piç kurularının beynini dağıtacağız diye ödünüz bokunuza karıştı. | Open Subtitles | كلاكما تتصرفان كالفتيات المذعورات اللواتي تخشن قتل أولئك السفلة |