| Ve yaklaşık 3 ay önce, Becky eve geldi ve ağlıyordu. | Open Subtitles | لكن منذ 3 شهور, بيكي عادت الى المنزل و كانت تبكي. |
| Düşündüğüm ilk şey annemdi, yanımda ağlıyordu. | TED | أول شئ فكرت فيه كان أمي التي كانت تبكي بجانبي. |
| Kadın bir daha tenis oynayamacağım diye ağlıyordu. | Open Subtitles | كانت تبكي لأنها قد لا تلعب كرة المضرب ثانية. |
| ağladı, bana kendisi gitmek için yalvardı fakat çok tehlikeli olurdu. | Open Subtitles | كانت تبكي وتطلب مني السماح لها بالذهاب ولكن هذا أمر خطير |
| Kız sevgilisinden ayrıldığından yada benzeri birşeyden dolayı... ağlayıp duruyordu. | Open Subtitles | كانت تبكي بسبب افتراقها عن حبيبها أو شيء ما شبيه |
| Zavallı kız şimdi içeride iki gözü iki çeşme ağlıyor çünkü sizleri hayal kırıklığına uğratmamak istemişti. | Open Subtitles | تلك الفتاة الصغيرة كانت تبكي كثيرا لأنها لم تكن تريد أن تخذلكم |
| Maggie ağlıyordu. Bebek telsizimden duydum. | Open Subtitles | ماجي كانت تبكي سمعتها على جهاز مراقبة الأطفال |
| Kanapede oturuyordu ve ağlıyordu. | Open Subtitles | ــ دوريس ــ لقد كانت جالسة على الأريكة كانت تبكي |
| Arabada ağlıyordu, ve şimdi artık ağlamıyor. Bakmaya korkuyorum. | Open Subtitles | كانت تبكي في السيارة والآن هي لا تبكي أبداً. |
| Bu sabah ağlıyordu. Bu işi yeniden düşündüğünü sanıyor. | Open Subtitles | كانت تبكي هذا الصباح، تعتقد أنك ستغير رأيك |
| ağlıyordu şehre gelmemi ve kendisini almamı söylüyordu. | Open Subtitles | كانت تبكي وطلبت مني القدوم للمدينة وأخذها من هنا |
| Asıl tuhaf olan, o ağlıyordu ama benim üstüme duruş şekli beni ağlıyor gibi gösteriyordu. | Open Subtitles | ماكان غريباً أنها كانت تبكي ولكن طريقة وقوفها علي تجعلني كأنني أنا من يبكي |
| Yanından ayrıldığımda ağlıyordu. Nate "beni eve götür" diye yalvardı. | Open Subtitles | كانت تبكي وهي تحمله ويقول أريد الذهاب لمنزلي |
| Yani, ağlıyordu İşi batırdığını o da biliyor. | Open Subtitles | أعني . انها كانت تبكي . لأنها تعرف بأنها فشلت |
| Genç kadınlardan biri ağlıyordu. Benim elimi tuttu. | Open Subtitles | واحدة من أصغر النساء كانت تبكي, و قد وضعت يدها في يدي |
| Neyi sakladığını söylemedi ama ağlıyordu. | Open Subtitles | هي لم تقل عن ماذا يمكنني القول ، أنها كانت تبكي |
| Bütün gün ağlıyordu geceyarıları telefonlar geliyordu ve sonra çok altüst oluyordu. | Open Subtitles | كانت تبكي على الدوام وتتلقى إتّصالات هاتفيّة بوقت متأخر في الليل وتكون مُنزعجة بعد ذلك. |
| Ancak ilgilenmem gereken bir kardeşim vardı ve kampın her günü ağladı. | TED | لكن كان لديّ أختى الصغيرة التى يجب أن أعتني بها وقد كانت تبكي كل يوم من أيام المخيم الصيفي |
| Bir şey anlamadım, sürekli ağlayıp duruyordu. | Open Subtitles | لم أفهم ماذا كانت تقول لقد كانت تبكي طوال الوقت |
| Hayır. TV kapalıydı. Neden ağlıyor? | Open Subtitles | لا لم يكن التلفاز مشغلاً لماذا كانت تبكي ؟ |
| Kostüm provası için onu almaya gittiğimde ağlamış gibi görünüyordu. | Open Subtitles | وذهبتُ لإصطحابها لشراء حليّ، وبدا وكأنّها كانت تبكي |
| Nedensiz ağlardı. İki dakika sonra sarılmak isterdi. | Open Subtitles | كانت تبكي دون سبب وبعد ثانيتين ترغب في عناق |
| Geçen gece de bu kadar sesli ağlamıştı ama iki dakika sonra kendi kendine uyudu. | Open Subtitles | نعم، وليلة البارحة كانت تبكي بصوت عالِ هكذا ولكن بعد دقيقتين، نامت وحدها |