| Nineniz bunun üzerinde çalışıyordu, bu da demektir ki çözmeye çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | جدتك كانت تعمل على بداية إذاً هذا يعني أنها كانت قريبة لاكتشافها |
| Onca zaman boyunca sizinleyken gizlice benimle, taslağı sizden alıp getirmek için çalışıyordu. | Open Subtitles | عندما كانت معكم طوال الوقت حين كانت تعمل معي سرّاً لتحضر المخطوطة منكم |
| Bak , Bu kadının tüm geçmişini araştırdım 20lerin başında aktris olarak çalışıyormuş. | Open Subtitles | علمت خلفية عن هذه المرأة . . عد إلى العشرينات عندما كانت تعمل كممثلة |
| Skippy Araştırma Şirketi'nde çalışıyor ve köpeğinin adı da Izon mu? | Open Subtitles | كانت تعمل لدي معمل ابحاث سكيبي و اسم كلبها هو آيزون؟ |
| Bu kızın bir ailesi yok. Burada çalıştığını bilen kimsede yok. | Open Subtitles | ليس لها عائلة و لا أحد يعرف أنها كانت تعمل هنا |
| Dinle, bu kadının geçmişini... aktris olarak çalıştığı 20'li yıllara kadar araştırdım. | Open Subtitles | لقد أجريت بعض التحرّي عن هذه المرأة، كانت تعمل مُمثّلة في العشرينات. |
| Çünkü zamanında burada çalışan bir kız arkadaşı vardı. Ayrılır ayrılmaz kızı şutladı. | Open Subtitles | لأنّه كان لديه خليلة ذات مرّة كانت تعمل هنا، وانفصلا، فقام بطردها بسرعة. |
| Bir fabrikada çalışmış olmasına rağmen parasını kuruş kuruş biriktirdi ve Avrupayı gezdi. | TED | وبالرغم من أنها كانت تعمل في مصنع، إلا انها ادخرت مالها القليل وسافرت إلى أوروبا. |
| Sana bahsettiğim sarışın piliç vardı ya o burada çalışıyordu. | Open Subtitles | أنها الشقراء التى كُنت أحكي لكم عنها كانت تعمل هُنا. |
| Müşteri ararken aldığı cezayı ödemek için geç saatlerde çalışıyordu. | TED | كانت تعمل في وقت متأخر أكثر من المعتاد لتحاول دفع غرامة تلقتها للإغراء. |
| Tek bir örnek: birlikte çalıştığım biri Genuardi'de (marketler zinciri) çalışıyordu. | TED | مجرد مثال: كانت هناك فتاة أعمل على حالتها..كانت تعمل فى لف المنتجات لدى محلات جيروناديز. |
| Saç ve bakım şirketi Carol's Daughter'ın kurucusu Lisa Price yan iş yapmaya başladığında televizyon endüstrisinde çalışıyordu. | TED | ليزا برايس، التي بدأ ت شركة الشعر والجمال، ابنة كارول، كانت تعمل في الإنتاج التلفزيوني عندما بدأت نشاطها الجانبي. |
| Aslında hiç, tüm ekipmanımız film ekipmanları da dahil güneş enerjisiyle çalışıyordu. | TED | لم يكن معنا اية بطاريات, لان جميع الاجهزة التي كانت معنا و اجهزة التصوير كانت تعمل بالطاقة الشمسية |
| Astsubay bu olaydan önce Pentagon'da Satın Alma Bölümü'nde çalışıyormuş. | Open Subtitles | قبل الإنهيار العصبي كانت تعمل "في قسم المكتسبات بـ "البنتاغون |
| Söyleyebildiğim kadarıyla, diğer ana sistemlerle birlikte arka planda sessizce çalışıyormuş. | Open Subtitles | على ما يبدو أنها كانت تعمل بهدوء في الأنظمة الخلفية بالتوازي مع أنظمتنا الرئيسية |
| Sanırım faks makineleri çok yoğun çalışıyor ve başka yerlere özgeçmişlerinizi gönderiyorsunuz. | Open Subtitles | أعلم أن أجهزة الفاكس كانت تعمل طوال اليوم في عمليات إرسال المنشورات |
| Childress, bir tür sinirsel iletişim ağı üzerinde çalıştığını mı söylemişti? | Open Subtitles | كانت جلدريس تقول انها كانت تعمل على نوع من الشبكات العصبية |
| Annem gece gündüz çalıştığı için onu kötü bir anne olmakla suçlardık. | Open Subtitles | أتذكّر أننا اتهمنا أمي بأنّها أم سيئة لأنها كانت تعمل ليل نهار |
| Kamera açılmadan dakikalar önce, topraklarında çalışan Filistinli aileye yaklaşıyorlar ve bu toprakları terk etmelerini söylüyorlar çünkü bu topraklar yahudi yerleşimcilere ait. | TED | دقائق قبل أن تصور الكاميرا, اقتربوا من عائلة فلسطينية كانت تعمل في أرضها وأمروهم بـمغادرة الأرض, لأن هذه الأرض هي ملك للمستوطنين اليهود. |
| Dördüncü de onunla aynı zamanda restorantta çalışmış. | Open Subtitles | الرابعة كانت تعمل في مطعم في نفس الوقت الذي كان هو يعمل به |
| Mary üniversitede öğrenme uzmanıydı, öğrencilerle çalışırdı, özellikle de sporcu öğrencilerle. | TED | وكانت تدرس اختصاصا في الجامعة كانت تعمل مع الطلاب وبالأخص الرياضيين |
| Ama ben sadece orada duruyordum. İşi kız yapıyordu. | Open Subtitles | لكني كنت فقط أقف هناك انها كانت تعمل كل العمل |
| Hayır ama eski karım öyleydi . Moda dergisinde çalıştı. | Open Subtitles | كلا، زوجتي السابقة كانت تعمل، كانت تعمل في مجلة للموضة |
| Kabir, sadece bizimle çalışıp çalışmadığını öğrenmek için Izna'ya teklif etti. | Open Subtitles | كبير تقدم لإزنا فقط ليعرف إن كانت تعمل معنا أم لا |
| Her neyse, okulun kurşunlandığı bölüm üzerinde çalışırken, bana dedi ki; | Open Subtitles | على أية حال، لقد كانت تعمل على الجزء المتعلق بإطلاق النار |
| Halk Kütüphanesinde çalışmıştı. Orada güvendiği birileri olabilir. | Open Subtitles | لقد كانت تعمل فى مكتبه عامه فربما تثق فى هذا |
| - Ne iş yapardı? | Open Subtitles | ماذا كانت تعمل ؟ |
| Genç bir anneydi. Partileri severdi. | TED | كانت تعمل في بنك. كانت أماً في مقتبل العمر. وكانت تحب اللهو والحفلات. |