"كانت على" - Traduction Arabe en Turc

    • vardı
        
    • 'nin
        
    • 'in
        
    • yaşıyordu
        
    • nın
        
    • onun
        
    • muydu
        
    • olduğu
        
    • varmış
        
    Cesetler kapıya göre nerede bulunuyordu, kaç tane pencere vardı. Open Subtitles الجثث كانت على مقربة من الباب. كم كان عدد النوافذ،
    Ama çok fazla çeşitlilikleri vardı, ve içleri de oldukça karmaşıktı. TED لكنّها كانت على تنّوعٍ كبير، و كان باطنها شديد التّعقيد.
    Bekle biraz,bana Jane'nin bir ilişkisi olduğunu söylememiş miydin? Open Subtitles لحظة ألم تقولي بأن جاين كانت على علاقة غرامية؟
    Onlara Grace'in hiçte iyi olmayan, aksak penisli... ..birisiyle evlenmek üzere olduğunu söyle. Open Subtitles أخبريهم أن غرايس كانت على وشك الزواج بسافل مترهل القضيب
    Sizi rahatlatayım. Sabah saat 8:00'de yaşıyordu. Open Subtitles يمكننى أن أجعلك تطمئن كانت على قيد الحياه الساعه الثامنه صباحا
    Çocuklarımızı disiplin ve Tanrı'nın güzel rehberliğinde doğru dürüst yetiştirdik. Open Subtitles تربيتنا لأطفالنا كانت على الطريقة السويّة بإنضباط, وبتوجيهات من الرب
    Kendra haklıydı. Azdım, ya da onun gibi bir şey. Open Subtitles كندرا كانت على حق أنا مثارة أو شيئ مثل ذلك
    Oraya gittiğinde, yaşıyor muydu ölü müydü? Open Subtitles عندما دخلتِ إليها هل كانت على قيد الحية أو ميتة؟
    Onlardan biri; çok gençken birlikte olduğu ölen bir çocuktu. Open Subtitles إحداها أنّها كانت على علاقة مع فتى وافته المنيّة
    Galiba o makarada bebek fotoğrafları varmış. Open Subtitles أظن أن بعض صوركما كأطفال كانت على هذا الفيلم القديم
    Masanın üstünde, karalama yaptığın birkaç kağıt vardı. Open Subtitles كانت على مكتبك بعض الأوراق التي استخدمتَها لتدوين الملاحضات
    Ama hislerim ölmemişti, yaşama sevincim vardı. Open Subtitles و لكن حواسي كانت على قيد الحياة و دمي تدفق
    Mrs Kennicut'un bir ilişkisi vardı, biliyorsunuz? Eee... Bu lezetli. Open Subtitles بدا لي أن السيدة كانت على علاقة عابرة هذا لذيذ كيف تصنعونه ؟
    Evet, onun bir golf klübünde bir golf hocasıyla ilişkisi vardı. Open Subtitles أجل كانت على علاقة بمحترف قولف في نادي المدينة
    Kibarca gülümseyen yüzü ve hayallere dalmış gözleriyle şu bildiğimiz Holmes'dan çok uzak bir görüntüsü vardı. Open Subtitles بينما وجهه المبتسم بلطف , وعيونه الحالمة الضعيفة كانت على خلاف هولمز المعتاد ككلب الشرطة السرية
    Renee'nin Profesör Larson'la ilişkisi varmış, adam yangında ölmüş ve Renee kasten Open Subtitles حسن جدا حسنا حسنا حسنا إذاً فـ رينيه كانت على علاقة غرامية بالبرفسور لارسون
    SARAH haklıydı. Zoe'nin DNA'sı değişmiş. Open Subtitles سارة كانت على صواب الحمض النووي لزوي قد تغير
    Ben de o araçla Frisbee'nin kaderini elimde tutarak yarışa katıldım ve kaybettim. Sonrasında ise umutsuzca paraya ihtiyacı vardı. Open Subtitles دخلت السباق و حياته كانت على المحك ، و خسرت بعد ذلك كان في حاجة ماسة للمال
    Saber'in çetesi onu yakalamak istiyordu. Ben de onu kurtardım. Open Subtitles النمور النابية كانت على وشك الانقضاض عليه فانتزعته منهم
    Miranda kendini her kadının hayali olan bir durumda buldu gerçekten harika bir ilk buluşma yaşıyordu. Open Subtitles كان ميراندا في الوضع كل امرأة أحلام: أنها كانت على موعد أول كبير حقا.
    Celina'nın yerine yirmi dakika sonra vardık. Open Subtitles سيلينا كانت على بعد 20 دقيقة عبر الصحراء.
    Kendra haklıydı. Azdım, ya da onun gibi bir şey. Open Subtitles كندرا كانت على حق أنا مثارة أو شيئ مثل ذلك
    Başka kadınlar hakkındaki kavgalar uzun süredir devam ediyor muydu? Open Subtitles هذه الشِجارات حول النساء الأخريات كانت على مدى طويل من الزمن؟
    Personel içinde özellikle samimi olduğu biri var mıydı? Open Subtitles هل كانت على صداقة بأي أحد من طاقم الخدمة ؟
    Parmak izleri 98 mayısındaki faili meçhul bir cinayette kullanılan bir Beretta'da varmış. Open Subtitles كانت على مسدس "بيريتا" إستُعمِل في إطلاق نار لم يُحلّ في مايو/أيار 1998.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus