| Kemoterapide bir kız vardı benim yaşlarımda... | Open Subtitles | كانت هنالك فتاة في العلاج الكيميائي معي كانت في نفس عمري |
| Gemi enkazında bir kız vardı ve hayatımı kurtarırken öldü. | Open Subtitles | كانت هنالك فتاة في حطام سفينة ماتت وهي تنقذ حياتي، وقد كانت أنتِ |
| Uzun zaman önce küçük bir Akdeniz köyünde bir kız vardı. | Open Subtitles | منذ دهر سحيق في قرية صغيرة تطلّ على البحر المتوسط كانت هنالك فتاة. |
| Evvel zaman içinde, Yukarı Doğu adlı diyarda güzel bir kız bir canavarla karşılaştı bir anda. | Open Subtitles | (كان يا ماكان في بلاد (الشرق الراقي كانت هنالك فتاة حسناء قابلت وحشاً |
| Evvel zaman içinde, Yukarı Doğu adlı diyar içinde kaçtı güzel bir kız bir canavardan bütün gücüyle. | Open Subtitles | (كان يا ماكان في بلاد (الشرق الراقي كانت هنالك فتاة حسناء فرت من وحش |
| Eva Torres diye bir kız vardı o gece beraber kaçıp şu porno festivali var ya- | Open Subtitles | كانت هنالك فتاة تدعى " إيفا توريس " في تلك الليلة تسللنا وذهبنا لمهرجان غباحي |
| Masanın arkasında bir kız vardı. Benim yaşlarımda. | Open Subtitles | كانت هنالك فتاة من عمري جالسة خلف مكتب |
| Seni tanımadan önce başka bir kız vardı. | Open Subtitles | قبل أن أتعرف عليك، كانت هنالك فتاة أخرى... |
| Genç bir kız vardı. Senin yaşlarında. | Open Subtitles | كانت هنالك فتاة شابة في مثل عمرك |
| Dalek Tımarhanesi. Gemi enkazında bir kız vardı, hayatımı kurtarırken öldü. O sendin. | Open Subtitles | في ملاذ الداليك، كانت هنالك فتاة في حطام" "مركبة ماتت وهي تنقذ حياتي، وقد كانت أنتِ |
| Bir de basketbol topuyla oynayan küçük bir kız vardı ama... | Open Subtitles | أعني , كانت هنالك فتاة صغيرة تحمل كُرة سلة . |
| Bir zamanlar bir kız vardı keman çalardı. | Open Subtitles | كانت هنالك فتاة... كانت تعزف بالكمان |
| Hoşlandığım bir kız vardı. | Open Subtitles | كانت هنالك فتاة أحبّها. |
| bir kız vardı. | Open Subtitles | كانت هنالك فتاة |
| bir kız vardı, Mira. | Open Subtitles | كانت هنالك فتاة اسمها ميرا |