| - Kinaye filan değildi, gerçekti. - Hayır, kinayeydi. | Open Subtitles | ـ لا لم يكن للسخرية، لقد كان حقيقيا ـ لا، لقد كان للسخرية |
| Artık üzülmüyorum, çünkü biliyorum ki sahip olduğumuz şey gerçekti. | Open Subtitles | أنا لست المريرة بعد الآن ، لأنني أعرف ان ما لدينا كان حقيقيا. |
| Senin için gerçek olmasa bile, benim için çok gerçekti. | Open Subtitles | وحتى لو لم يكن حقيقيا بالنسبة لك , كان حقيقيا جدا بالنسبة لي. |
| Bu, söylemediğim tek bir şey haricinde çoğunlukla doğruydu. | Open Subtitles | , كان حقيقيا ولكن كان هناك شيء واحد لم يذكر |
| Ne var ki gerçek olup olmadığını bilmiyorsunuz. Dünyadaki en sahte şaraplardan biri olarak kabul ediliyor. | TED | وما تبقى منه ، لا تعلم ان كان حقيقيا انه يعتبر اكثر الخمور عرضة للتزييف في العالم |
| Ama çok gerçekçiydi. Cinayet hakkında yaptığı uyarı da... | Open Subtitles | لكن ما حدث كان حقيقيا فعلا و هذا التحذير عن الجريمه كان شريرا للغايه |
| Aslına bakılırsa, sen buraya gelene kadar sendeki unutkanlık hastalığının gerçek olduğuna dair inancım tamdı. | Open Subtitles | فى الحقيقه ، أنا على يقين تام أن فقدك للذاكره كان حقيقيا حتى أتيتى إلى هنا |
| Evet, ayrıca, ...tüm bu olanların gerçek olduğunu da düşünmeye başlamıştı. | Open Subtitles | نعم، حسنا، لقد بدأ أيضا بالاعتقاد بأن كل هذا كان حقيقيا. |
| Acısı gerçekti, ama sanırsam biraz abartıyordu. | Open Subtitles | الالم كان حقيقيا ، لكني اعتقد انه كان يبالغ قليلا |
| Nasıl göründüğünü biliyorum ama yemin ederim ki gerçekti. | Open Subtitles | أنا أعرف كيف يبدو، لكنني أقسم أنه كان حقيقيا. |
| Öyle ama, Jack'i öldüren adam halüsinasyon değil, gerçekti. | Open Subtitles | اجل لكن الرجل قتل جاك لم يكن هلوسة كان حقيقيا |
| Demek istediğim, her ne oluyorsa bu gerçekti ve ufak bir şey değildi. | Open Subtitles | أعني، في أي شيء آخر يجري لك كان حقيقيا إنه لم يكن شيء قليلا |
| O gerçekti. Yemin ederim. | Open Subtitles | حسن, لقد كان حقيقيا أنا أقسم على هذا |
| Evet, ama benim ki gerçekti Jack, senin ki Frank'ti | Open Subtitles | نعم , لكن طفلي كان حقيقيا " وطفلك كان " فرانك |
| Siz ne kadar gerçekseniz gördüklerim de o kadar gerçekti. | Open Subtitles | كان حقيقيا بالنسبة لي ثم أنت الآن. |
| Profilimiz doğruydu. | Open Subtitles | وصفنا كان حقيقيا لكننا لم نعتبر |
| Söylediğim her güzel şey doğruydu. | Open Subtitles | كل شيء جيد اخبرتك به كان حقيقيا |
| gerçek olup olduğunu sormamıştım bile. Sen söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أنا لم أسأل حتى اذا كان حقيقيا فهذا واضح |
| Bu bölüm çok gerçekçiydi. | Open Subtitles | حسنا ، هذا الجزء كان حقيقيا تماما |
| Özelliklede bütün bunların gerçek olduğuna inanmışken. | Open Subtitles | مقتنع كل هذا الوقت بأنه كان حقيقيا تماما |
| Yara izlerimiz bize geçmişin gerçek olduğunu hatırlatır. | Open Subtitles | إن آثار هذه الجروح لها القدرة على تذكيرنا بأن الماضي كان حقيقيا |
| Ama aramızda olanların gerçek olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | لكن أعلم أيضا أنّ ما حدث بيننا كان حقيقيا -نورمان) ) -فقط دعيني أنهي كلامي |