"كان فقط" - Traduction Arabe en Turc

    • sadece bir
        
    • O sadece
        
    • Keşke
        
    • öylece
        
    • - Sadece
        
    • Bu sadece
        
    • o kadar
        
    L o kullanmıyordu bile Ve, bana sadece bir parçasıydı. Open Subtitles و حتى لو لم أستخدمها لقد كان فقط جزءاً مني
    sadece bir kaç çocuğun haneye tecavüzüydü. Bir şey çalmamışlar. Open Subtitles ربما كان فقط احد الصبية لم يقوم بأخذ أي شيئ
    Ama O sadece patronun adını vermeyi reddeden kiralık bir katildi. Open Subtitles لكنه كان فقط رقم 2 كان تابعا لزعيم يعتبر هو الأول و كان يرهب جدا من تحديد شخصيته
    En azından senin yatmana memnunum. - Ee,O sadece Ellen idi. Open Subtitles أنني مسرور على الأقل وضعت حسنا، هو كان فقط إلين
    Keşke içimdeki keder ve acıya merhem olsaydı. Open Subtitles إذا كان فقط سيجدي نفعاً مع هذا العذاب الداخلي والألم.
    Özellikle yolun kenarında öylece duruyorsa. Open Subtitles وخاصةً إذا كان فقط واقفة هناك على جانب الطريق
    - Umarım bu işte başarılı olmuştur. - Sadece gönüllü olarak çalışıyordu. Open Subtitles أنت على وشك ن تخبرينى أنه هرب - إنه كان فقط متطوع -
    Ama her zaman söylediğim gibi, Bu sadece geçici bir durum, sen ayrılana veya biz tamamen dolu olana kadar. Open Subtitles لكن كما كنت اقول دائماً هذا كان فقط وضع مؤقت حتى توفقي اوضاعك او حتى لا نكون في حاجة لذلك
    sadece bir ziyaretçi. Ama şimdi sorun yok. Open Subtitles لقد كان فقط زائراً لَكنّ كل شئ على ما يرام الأن
    Hayır, ama onu biliyordum. sadece bir ilkokul öğretmeniydi. Önemli biri değildi. Open Subtitles كنت قد سمعت عنه، كان فقط معلم . في مدرسة إبتدائية لا شيء مهم
    Sorun, sadece bir parçasının olmasıydı. Open Subtitles المشكلة كانت، هو كان فقط واحد الجزء، ليس بما فيه الكفاية أن يقرأ.
    Yani, içinde sadece bir masa ve telefon olan boş bir ofisti. Open Subtitles أعني، لقد كان فقط مكتب فارغ مع منضدة وهاتف
    Yani, içinde sadece bir masa ve telefon olan boş bir ofisti. Open Subtitles أعني، لقد كان فقط مكتب فارغ مع منضدة وهاتف
    O sadece yemek, aşk, bir çeşit tatmin arıyordur. Open Subtitles إنهُ كان فقط خارجاً يبحثُ عن الطعام، عن الحُب، عن نوعٍ من الرِضى
    Örtüye sarılmıştı, sanırım boynu kırıktı. Ve O sadece küçük bir beagledı. Open Subtitles وكان ملفوف ببطانيه,وأعتقد ان رقبته كسرت,هو كان فقط كلب صيد صغير
    O sadece bir insandı ve önemli olan tek mucize mesajlar, yani Kurandı, mesajların manevi gücü kelimelerin içinde saklıdır. Open Subtitles ماعدا الكلمات لقد كان فقط رجل القرآن كان المعجزة الوحيدةَ التي تأخذ الأهمية
    O zamanlar yayınlanmış bir programdı O sadece. Open Subtitles كان فقط برنامج يُعرض على التلفزيون ومن ثم
    - Ama O sadece... - Tamam, o senin bakış açın. Open Subtitles لكنه كان فقط حسنا ألأمر يخصك أنت
    Kardeşinin yardıma ihtiyacı var. Keşke kendisini sevmeyi öğrenseydi. Open Subtitles شقيقك بحاجة لمساعدة إن كان فقط بإمكانه محاولة أن يحب نفسه
    Onca zaman öylece bekledi ve 4 bin yıl önce bir şeyler yapmaya mı karar verdi? Open Subtitles هل كان فقط جالساً وثم منذ 4 آلآف عام يقرر أن يفعل شيئاً حيال هذا؟
    - Sadece biraz eğleniyordum. Open Subtitles كان فقط للحصول على القليل من المتعة
    Bu sadece ana konseptin bir parçası. Open Subtitles كان فقط مفهوم خام لفكرة من الخيال العلمى
    o kadar kadın hikâyesi, utangaçlığını gizlemek içindi. Open Subtitles كل ذلك الكلام عن النساء كان فقط غطاء لشعوره بالحرج

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus