| yazdım, çünkü yaptığım şeyi neden yaptığımı, onun yaptığı şeyi neden yaptığını, etrafımızdakilerin yaptıkları şeyleri neden yaptıklarını bilmek istedim. | TED | كتبته لأنني اردت ان اعرف لماذا فعلت ما فعلته ولماذا هو فعل ما فعله ولماذا كل من حولنا فعلوا ما فعلوه |
| Bunu yazdım, çünkü iyi olmadığım hâlde iyiymiş gibi davranmaktan bıkmıştım. | TED | كتبته لأنني كنت متعبة من التظاهر بأني بخير في حين أنني لم أكن كذلك. |
| yazdığın tek olumsuz yazı, kanepenin altında bulduğun bir dilim pizzayla ilgiliydi. | Open Subtitles | السلبي الوحيد الذي كتبته ، كان لشريحة من البيتزا وجدتها تحت الأريكة |
| Tek gördüğüm, önceden yazdığı bir şey onu da görmemişim bile. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أراه هو شيء كتبته سابقًا لم أره حتى. |
| Ama o suda olmak harika bir duyguydu ve -- CA:Ailene ne yazdın? | TED | لكنه كان شعور رائع ان أكون فى المياه و .. ك أ: ما الذى كتبته لعائلتك؟ |
| İşte burada. Geçen hafta, set ziyareti olan gün bakın neler yazmış. | Open Subtitles | ها هو، في الأسبوع الماضي، يوم الزيارة لموقع التصوير، أنظري لما كتبته |
| Neden kitaba bakmıyorsun? ne yazdığını hala hatırlıyorum. | Open Subtitles | لست بحاجة للنظر في الكتاب لا أزال أذكر ما كتبته |
| Takvimine yazmıştım. | Open Subtitles | كتبته على تقويمك و ارسلته برسالة الى بيتك |
| Bu mektubu, seneler içerisinde gördüğüm çeşitli anlatılara göre yazdım, sadece terapi seanslarımdan değil, kendi köşemden de ilham aldım. | TED | كتبته أساسا على كل وجهات النظر المروية التي رأيتها خلال سنوات، ليس فقط من خلال عملي كمعالجة، ولكن من خلال عمودي. |
| Bir mektup yazdım ya da o yazdı ve ben imzaladım. | Open Subtitles | كتبت خطاباً أو أنها كتبته ووقعته .. لا أتذكر |
| Onu ben yazdım. Ya da en azından yazılmasında işbirliği yaptım. | Open Subtitles | انا من كتبته أو على الاقل, تعاونت في كتابته |
| Gizli kapaklı yazdığın bir filmi fısılda. Belki adını çoktan duymuşumdur. | Open Subtitles | إهمس بسيناريو فيلم تكون كتبته سراً لعلي أكون قد سمعت به |
| Gizli kapaklı yazdığın bir filmi fısılda. Belki adını çoktan duymuşumdur. | Open Subtitles | إهمس بسيناريو فيلم تكون كتبته سراً لعلي أكون قد سمعت به |
| O gün peçeteye yazdığın şeyin bir gün o lanet duvara asılması. | Open Subtitles | أنّ ما كتبته على المنديل، سيكون على الحائط في يومٍ ما .. |
| yazdığı bir oyun burada sahneye konuyormuş. | Open Subtitles | يبدوا أنها تعمل على ما كتبته وتحاول الإنتاج هنا في البلدة |
| Senin hakkında yazdığı onca boka rağmen. Bence-- | Open Subtitles | و كل ذلك الهراء الذي كتبته عنك, اعتقدت.. |
| Bana böyle yazdın ve ben, senin nasıl olduğunu hiç bilemedim. | Open Subtitles | هذا ما كتبته لي لم تعلمينني بشيء عنكِ إطلاقاً |
| Mektubu 10 yıl evvel yazmış ama bana göndermemiş. | Open Subtitles | كانت كتبته من عشر سنوات لكنها لم ترسله أبدا |
| O duvara neler yazdığını Allah bilir! | Open Subtitles | والله وحده يعلم ماهو الذى كتبته على الحائط |
| -Bir kenara yazmıştım. Polisi çağırmam gerekebilir diye. | Open Subtitles | لقد كتبته في حالة إن ما كنت احتاج للإتصال بالشرطة |
| İşte yazdığınız şeylerin harika yanı bu. Sizin ve arkadaşınızın. | Open Subtitles | هذا هو أروع شيئ، عن ما كتبته أنت و صديقك |
| Bu bana yazdığımı tekrar okumamı sağladı ve 84k'lık hafızasına rağmen bilgisayar dünyasına girmeme imkan sağladı. | TED | هذا سمح لي الآن بأن اقرأ مرة أخرى ما كنت فد كتبته وأن ألِج عالم الكمبيوتر، حتى مع ذاكرة بحجم 84 كيلو بايت. |
| Daha önce aramak isterdim ama olanları ve yazdıklarını düşünmek için zamana ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | كنت سأتصل من قبل لكنني كنت بحاجة إلى بعض الوقت للتفكير بكل ما حصل وبما كتبته لي |
| - Bana küstüğün için, Sandy'e yazmıştın. | Open Subtitles | كتبته إلى ساندي، لأنك كنت مقاطعا لي |
| yazdıklarım iltifat yüklüydü. | Open Subtitles | لا يمكن ان ترى يا عزيزتي أن ما كتبته كان حقا ايجابيا جدا؟ |
| Kusma torbasına yazmışsın, tatlım! | Open Subtitles | لقد كتبته على حقيبة القيء بالطائرة يا عزيزي |
| Ama bunu yapmadan önce... senin hakkında yazdıklarımı okumanı çok isterim. | Open Subtitles | ولكن قبل أن أفعل... أريدك حقاً أن تقرأ ما كتبته عنك... |