| Bir parça kil ver onu şahesere çevireyim. | Open Subtitles | أعطني كتلة من الطين وسوف أحولها إلى قطعة فنية |
| Aynen saflığı bozulmamış bir parça altın gibi. | Open Subtitles | كتلة من الذهب بلا شوائب |
| Kalçasından bir parça koparıp bir testisini yaralamış. | Open Subtitles | أخذ كتلة من فخذه و قطع خصيته |
| Bayanlar ve baylar... ..mesdames et messieurs,... ..Damen und Herren, önceden aciz bir cansız doku yığını olan şey şimdi karşınızda kültürlü, bilinçli bir salon adamı. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة من الذي كان بوضوج كتلة من الأنسجة بلا حياة هل لي أن أقدّم الآن أكثر رجل مثقّف ومتطوّر |
| Eskiden laptop olan bir plastik yığını var. | Open Subtitles | هنالك كتلة من البلاستيك كان كومبيوتر محمول في ماسبق |
| Creed, anlaştık işte. Bir parça kömür. | Open Subtitles | حسنا كريد يكفي كتلة من الفحم |
| Otuz milyar bok yığını video izleyip gün boyu cisimlerini beleş uyuşturucuyla dolduruyorlar. | Open Subtitles | ثلاثون مليار كتلة من القرف يشاهدون الشاشات ويملئون وجوههم بالمخدرات طوال اليوم |
| Burnet Güvesi, orkidenin nektar haznesini yokluyor bu sonda sırasında, at nalı biçimindeki polen yığını güvenin uzun hortumuna takılır. | Open Subtitles | تثقب العثة البنيّة إلى مخزن رحيق السحلبيّة وعندما تقوم بذلك، فإن كتلة من حبوب اللقاح على هيئة حدوة الحصان تمسك بخرطومها الطويل. |
| Hitler'iniz insan değil. İğrenç bir bok yığını. | Open Subtitles | هتلر ليس انسانا انه كتلة من الحثالة |
| Hitler'iniz insan değil. İğrenç bir b.k yığını. | Open Subtitles | هتلر ليس انسانا انه كتلة من الحثالة |
| Göğsü adeta kanatları çırpmaya yarayan bir kas yığını. | Open Subtitles | فصدرها كتلة من العضلات لتحريك أجنحتها. |