Gövde etrafında çürük muhtemelen spinal travma kopmuş bir uzuv. | Open Subtitles | كدمات شديدة حول الجذع إصابة محتملة بالعمود الفقري طرف مقطوع |
60 yaşında, göğüs ve karın üst bölgesinde 2. ve 3. dereceden yanıklar var. Yüz bölgesinde çürükler ve muhtemel omuz kırığı var. | Open Subtitles | العمر 60 و هناك حروق من الدرجة الثالثة على صدره و الجزء العلوي من البطن و هناك كدمات و احتمالية كسر في الكتف |
Büyük morluklar bırakır ve neler olduğunu ve beni kimin tuzağa düşürdüğünü... | Open Subtitles | سوف يخلف كدمات كبيرة وسأضربك به إذا لم تخبريني ما الذي يجري |
morluk yok, sperm yok ve arazi aracını herhangi biri kullanmış olabilir. | Open Subtitles | لا كدمات ولا سائل منوي وأي شخص قد يركب تلك الدراجة |
Vücutta yara bere ya da çürük ya da herhangi bir iz yok. | Open Subtitles | لا تآكلات أو كدمات أو يثبت أثر في الجسم. |
Ayrıca göğüs kafesinde morarma ve kaburgasında hafif hasar var... | Open Subtitles | و أيضًا كدمات على عظمة الصدر وضرر بسيط للقفص الصدري |
Fakat onu görmelisin, her yerinde yaralar var. | Open Subtitles | لكن، يارجل، أنت يَجِبُ أَنْ تَراها. لديها كدمات وهي مُقَطَّعةُ. |
İyileşmeye başlayan bölgelerinde ezikler var sanki her hafta farklı bir kaburgasını kırmış. | Open Subtitles | كدمات في مختلف مراحل التشافي الأضلاع التي يبدو وكأنه كسر واحداً مختلفاً أسبوعياً |
Savunma yarası yok, yarası yok, çürük yok, bere yok. | Open Subtitles | لا توجد جروح دفاعية، لا تمزقات، لا سجحات ولا كدمات. |
Ve cisimlere çarpmaktan, sol yanı çürük dolu. | Open Subtitles | وانها حصلت كدمات في جميع أنحاء لها الجانب الأيسر من الوقوع في الأشياء. |
Kaburgasında da yaygın şekilde ezik ve çürükler. | Open Subtitles | و ستلاحظ أيضاً كدمات مميزة في القفص الصدري |
Boyunlarında çürükler vardı. El ve ayak bilekleri bağlıydı. | Open Subtitles | كان لديهن كدمات في الرقبة وكانن مقيدات الرسغ والكاحل. |
O günün erken saatlerinde, okuldan geldiğinde yüzünde morluklar olduğunu fark etmiştim. | TED | في وقت سابق من ذلك اليوم، كنت قد لاحظت كدمات على وجهه عندما عاد من المدرسة. |
Ayrıca, burnun içinde ve dudaklarının yanında morluklar ve kumaş buldum. | Open Subtitles | وجدت أيضاً كدمات و تخثراً داخل أنفها و داخل شفاها |
Tetiği çekmeye zorlandığını ya da öldüğünde kendinde olmadığını gösteren bir morluk ya da iz yok. | Open Subtitles | لا كدمات أو علامات تظهر أنها أجبرت على سحب الزناد أو كانت غائبة عن الوعي عندما ماتت |
Hatta bacaklarında yara bere bile yok. | Open Subtitles | في الواقع، ليس هناك كدمات في الأطراف السفلية. |
Diş izleri çevresinde morarma mevcut. | Open Subtitles | كدمات في مختلف الأنحاء مع علامات الأسنان |
Kulağının etrafında hiç çürük görmedim ama ölüm civarındaki yaralar, normal ışık dalga boyunda görünmez. | Open Subtitles | لم أرى أي كدمات حول الأذن, ولكن يمكن أن تظهر تحت أطوال موجية معينة. |
Birçok hayati organda ezikler, kesilmeler, kırıklar var. | Open Subtitles | كدمات , كسور , تمزق في العديد من الاجهزة الحيوية |
Okuldan eve her geldiği gün bir tarafı morarmış oluyordu. | Open Subtitles | كل يوم كان يأتي من المدرسة إلى المنزل وبه كدمات |
Kör bıçakla açılmış gibi görünen yaraları var. | Open Subtitles | كدمات بوصةِ إثنا عشرَ تُشيرُ إليها القوة الصريحة: |
Ayrıca leğen kemiğinde de ölümüne yakın zamanda oluşmuş bir ezilme buldum özellikle de sağ kalça kemiğinin üstünde ön kıvrımda. | Open Subtitles | أيضاً وجدت أيضاً كدمات حدثت بعد الممات على مستوى الحوض |
Pekala, bir berelenme vardı. Muhtemelen kayığın alabora olmasından ve bilimcini yitirmesinden. | Open Subtitles | حسناَ رأيت كدمات ربما نتيجة انقلاب القارب وحالة فقدان وعيها |
Kollarının etrafında zedelenme var. Bu da onun sımsıkı tutulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | هناك كدمات في جميع أنحاء ذراعيه بدا وكأنه كان محتجزا مشددة |
Ne çatlak, ne incinme, ne beyin sarsıntısı, ne çürük, hiç yaralanma yok. | Open Subtitles | لا كسور لا تمزيق لا هزّات, كدمات أو إصابات أو أيّ نوع |