| Artık senden nefret etme enerjisini bile yitirdim. | Open Subtitles | لكن الان فقدت القدرة حتى على كرهك مجدداً |
| Karısını aldığın için senden nefret ediyordu, böylece o da seni aptal yerine koymak istedi. | Open Subtitles | لقد كرهك لأنك أخذت زوجته منه لذا، قرر أن يجعل منك أحمقاً |
| Bundan sonra hergün 15 dakika resme konsantre olup ondan ne kadar nefret ettiğini göstereceksin. | Open Subtitles | كل يوم ستقضي ربع ساعة ناظراً إليه، مركزاً على مدى كرهك له، |
| Gizli operasyonlardan ne kadar nefret ettiğini anlatan konuşmalar yaptın,... | Open Subtitles | و تلقى بخطاباتك حول كرهك للمنظمات السرية |
| Sezar'dan en çok nefret ettiğin zaman bile Cassius'tan çok seviyordun onu. | Open Subtitles | وإني أعلم أنك في أقصى درجات كرهك له.. كنت تحبه أكثر مما أحببتني في أي وقت مضى |
| Eğer aşkını kazanamazsam, nefretini kazanacağım. | Open Subtitles | اذا كنت لااستطيع الاحساس بحبك فسأتقبل كرهك |
| Herkes senden nefret ederken suçsuz bulundun. Ben de senden nefret ediyordum. | Open Subtitles | لقد وجدناك برئياً عندما كرهك الجميع , لقد كرهتك |
| Eğer insanlar senden nefret ediyorsa muhtemelen başının çaresine bakıyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | -حسناً ان كرهك الناس انت من المحتمل انك تعتني بنفسك , صحيح؟ |
| Belki de Constance'la birlikte olduğun için senden nefret ediyordu. | Open Subtitles | لربّما كرهك لأنك كنت تقابل كونستانس |
| Adam, buluşma öncesinde değil, buluşmadan sonra senden nefret etti. | Open Subtitles | لم يكرهك الرجل قبل الكشف بل كرهك بعده |
| - senden nefret etmiyor,bebeğim. - senden nefret edemez. | Open Subtitles | هو لا يكرهك، يا حبيبتي لا يستطيع كرهك |
| Faili meçhul ölümlerden neden bu kadar nefret ettiğini anlamaya başlıyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت أفهم سبب كرهك الكبير للموت المجهول لهذه الدرجة |
| Şu anda okulundan ne kadar nefret ettiğini biliyorum bu senin için yeni bir başlangıç olur. | Open Subtitles | أعلم مدى كرهك للمدرسة التي أنت فيها الآن لذلك ستكون بداية جديدة |
| Ondan nefret ettiğini söyleyip duruyorsun. Fakat onunla konuşmana bakılırsa sonuç gayet de açık. | Open Subtitles | تزعمي كرهك له، لكن طريقة تعاملك معه توضّح حقيقة مشاعرك. |
| Tek istediğim, ülkeni benden nefret ettiğin kadar sevmen. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منك هو أن تحب بلدك بقدر كرهك لى |
| Sağlık kurumlarından ne kadar nefret ettiğin hakkında eleştiriye başlamadan önce benim yaşadığım şeyleri yaşamayacağını bilmenin benim için ne kadar mühim olduğunu düşün. | Open Subtitles | وقبل أن تهجم لاذعاً حول كرهك للمؤسسات الطبية ضع في بالك كم ذلك مهم بالنسبة لي |
| Sonra, aşkından nefret etmeyi öğren. Sonra da, bunu sevdiği için nefretini affet. | Open Subtitles | ثم تعلمي أن تكرهي حبك ثم سامحي كرهك لأنه أحبه |
| Bu nefretinin nedeni ne? King sana bir şey yapmadı ki. | Open Subtitles | انت لا تملك اى شىء ضد الملك الا كرهك له |
| Evet, onun erkek arkadaşından nefret etmeye başlardın, ondan uzaklaşmak isterdin. | Open Subtitles | يتضح ذلك من خلال كرهك لصديقها أنت فقط ستعملين لدفعها بعيداً |
| senden nefret ederdi, Edward. | Open Subtitles | لقد كرهك يا ادوارد |
| Bu mudur onlara olan nefretin, kontrolünün ötesinde olmaları? | Open Subtitles | هل ذلك سبب كرهك الشديد لهم لأنك لاتتحكم بهم ؟ |