Tamam, Roberta'ya yemekten önce bir kurabiye yemene izin verdiğimi söyle. | Open Subtitles | أخبر روبرتا بأننى سمحت لك بتناول كعكة واحدة قبل الغداء |
Hayır mı? Sadece dev bir kurabiye dağı mı? | Open Subtitles | لا ، فقط كعكة واحدة عملاقة هذا ما تريدين ؟ |
- Esasında evet. Yalnız her gün bir kurabiye hakkım var. | Open Subtitles | واسمح لنفسي بأكل كعكة واحدة يوميا. |
bir çörek, sade kahve. Öğlene kadar yiyeceğin bu. | Open Subtitles | فقط بيضة واحدة , كعكة واحدة وقهوة سوداء هذه هى حصتك الى وقت الغذاء |
Şimdi bir çörek var. | Open Subtitles | الآن هناك كعكة واحدة. |
Hiç değilse bir kurabiye al. Teşekkürler Carlos amca. | Open Subtitles | خذي كعكة واحدة على الأقل - "أشكرك ، عمّي "كارلوس - |
Herkese bir kurabiye tamam mı? | Open Subtitles | كعكة واحدة لكل واحد منكم ، مفهوم ؟ |
Penny, ortasında bir şey olup hayati sorunları çözebilecek tek bir kurabiye var o da Oreo. | Open Subtitles | (بيني), يوجد فقط كعكة واحدة وبداخلها شيء يحل مشاكل الحياة, وهي الـ"أوريو". |
Bir kek ya da bir çörek. | Open Subtitles | إختر كعكة واحدة |