| Kitapta klasik bir şekilde işin erkeklerle ilişkilendirildiğini söylüyor. | TED | وتقول فيه، بأن العمل يرتبط كلاسيكيًا مع الرجال. |
| Atıfta bulunduğun lamba klasik Tiffany stiliydi. | Open Subtitles | المصباح الذي تقصده كان كلاسيكيًا من طراز تيفاني |
| Bence biraz daha klasik bir isim seçelim. | Open Subtitles | في الحقيقة، أقترح أن نختار اسمًا كلاسيكيًا. |
| Bence biraz daha klasik bir isim seçelim. | Open Subtitles | في الحقيقة، أقترح أن نختار اسمًا كلاسيكيًا. |
| Bence biraz daha klasik bir isim seçelim. | Open Subtitles | في الحقيقة، أقترح أن نختار اسمًا كلاسيكيًا. |
| Daha klasik bar hissini veren bir şey olsun istedim. | Open Subtitles | أجل، أردت فقط شيء يمنح الحانة شيئًا كلاسيكيًا أكثر. |