Tüm riskleri göze alıyorsa bunu çoktan planlamıştır ve tüm izlerini temizlemiştir. | Open Subtitles | إذا كان هو المتحكم في الأمر لقد حدد كل شيء بالفعل وقام بمحو كل أثر له |
Ziyaretçiler ayrılırken tüm izlerini de beraberinde götürmek zorundalar. | Open Subtitles | وعندما يُغادر الزوار، عليهم إزالة كل أثر لزيارتهم |
Bir zamanlar görkemli olan medeniyetimizin bütün izleri yok edildi. | Open Subtitles | كل أثر للحضارة مرة واحدة كبيرة لدينا تم طمس. |
Her ipucuyu, her izi gizliyorlar. | Open Subtitles | ،انهم يخفون كل أثر كل تفصيل |
Ama birinin tüm izleri silmesi imkansız. | Open Subtitles | لكنه من الشاق جداً لشخصاً ما أن يقوم بالتغطية على كل أثر تركه |
Keşif kolları, bilinen her patikayı bile denediler, İskender. | Open Subtitles | لقد تحرى الكشافة عن (كل أثر معروف يا (إسكندر |
Benim tüm izlerimi yok etmek istiyor. | Open Subtitles | يريد تدمير كل أثر لي |
...sevinçle yüzün aydınlansın üzüntüye dair her şeyi gizle gözünden yaşlar düşmek üzere olsa da ha gayret devam et ağlamanın ne faydası var? | Open Subtitles | *أشعل وجهك بالسرور* *خبئي كل أثر للحزن* *وعلى الرغم من أن الدمعة قريبة للغاية* |
Pekala, bir bilgisayar programı ayarlıyorum... resimlerini arayıp bütün izlerini silmek için... | Open Subtitles | حسناً ، لذا أنا أجهز برنامجاً حاسوبياً للتقدم في الإنترنت و أزيل كل أثر |
Apollo görevlerinin tüm izlerini yok edecekler! | Open Subtitles | إنهم يدمرون كل أثر لمهمة أبولو |
Beatriz, Roldán'ın parasının tüm izlerini nakde dönüştürerek parayı ortadan kaldırmıştı. | Open Subtitles | كانت "بياتريس" تمحو كل أثر لأموال "رولدان" بسحبها نقداً |
Kızımın tüm izlerini ortadan kaldırmak için | Open Subtitles | السبب هو إزالة كل أثر لطفلتى. |
Yani yarın sabah sen ona elveda öpücüğü bıraktıktan sonra evine gireceğim ve senin ortadan kaybolman için gereken bütün izleri DNA, parmak izi, her ne bulursam yok edeceğim. | Open Subtitles | لذا ، في صباح الغد بعد أن تُقبلها قُبلة الوداع سأدخل لبيتها وسأجعل كل أثر لك يختفي |
bütün izleri esrarengiz bir şekilde bilgisayarımdan gitmiştim. | Open Subtitles | وأختفى كل أثر ٍ لها بشكل غامض من حاسوبي |
Deniyoruz, ama Marwan aptal değildir, bütün izleri saklamıştır. | Open Subtitles | نحاول، ولكن (مروان) ليس بالغبي، لقد غطى كل أثر له |
Varlığını belli eden her izi sildi. | Open Subtitles | - هى حذفت كل أثر عن وجودها من الانترنت. |
- Onu her kim bıraktıysa, tüm izleri silmiş. | Open Subtitles | أياً كان من تخلّى عنه فقد محى كل أثر |
Ozona'daki her patikayı biliyor. | Open Subtitles | وهو يعرف كل أثر في أوزونا |
Benim tüm izlerimi silmek istiyor. | Open Subtitles | يريد تدمير كل أثر لي |
Tamam, Kellman'ların varlığına dair her şeyi temizledim ...ve seninkilerle değiştirdim. | Open Subtitles | حسناً، أزلت كل أثر ممكن على وجود آل (كالمنز) واستبدلتهم بآثارك |
Geçen aydan beri bütün izlerini silmişler. | Open Subtitles | لقد اختفى كل أثر له منذ الشهر الماضي |