| Biz, hayatımızı nasıl yaşadığımız hakkında Her türlü veriyi topluyor ve yaratıyoruz, ve bu bazı şaşırtıcı hikayeler anlatmamızı sağlıyor. | TED | اننا نجمع و نخلق كل انواع البيانات عن كيف نعيش حياتنا وهي تمكننا من سرد بعض القصص الرائعة |
| Her türlü iş ama hepsi bir. Püskürtme boya falan... | Open Subtitles | كل انواع الاعمال, جميعها متشابهة, نرش الطلاء |
| Kendisi, Her türlü araç ve aletin icadını ve üretimini yapıyor ve iplikten mükemmel desenler dokuyordu. | Open Subtitles | اخترعت وصممت كل انواع الادوات والالات ونسجت ارقي التصاميم من الاقمشه |
| Duvara yerleştirilen bilgisayarlardan koydum. DNA kopyalama hakkında internetten her türden bir sürü şey indirdim bir çoğunu ben bile anlamadım. | TED | وضعت حواسيب فتحة على الحائط هناك، حمّلت كل انواع المعلومات عن نسخ الحمض النووي من الانترنت، اشياء انا شخصياً لا افهمها. |
| Şu savaş başladığından beri her çeşit uyuşturucu için doğu yakasındaki tüm saygın hastaneler ve ilaç firmalarıyla pazarlık yapıyorum. | Open Subtitles | منذ بدء هذه الحرب كان هنالك مساومات على كل انواع المخدرات من كل مستشفى محترمة وشركات الادوية على الساحل الشرقي. |
| Her türlü şey konuşuluyordu, anlayacağınız. | Open Subtitles | مفاوضات مع الاتحاد السوفيتي كل انواع الحديث |
| Her türlü sandöviç ve patates kızartması bulabilirsin. | Open Subtitles | وانت يمكنك الحصول على كل انواع المتع مثل , الساندويشات و رقائق البطاطا |
| Emin ol mümkün olan Her türlü kaçıkla tanışmışımdır. Emin ol hiçbir şey tuhaf gelmez. | Open Subtitles | واقابل كل انواع المسطرين الحمقى الذي تتخيلينه |
| İnsanların yaptığı Her türlü şeytani ve ahlâksız şeyi gördüm. | Open Subtitles | , رأيت كل انواع الشر . و الاشياء المفزعة التي يقوم بها الناس |
| Eğer o Yakuza ise, elinde Her türlü iş için adamı vardır. | Open Subtitles | او كان يعمل للياكوزا, سيعمل لديه كل انواع الاشخاص هذا منطقى |
| Her türlü ceza ile karşı karşıyayız şu an çiğnediğimizin üstüne... | Open Subtitles | نحن نواجه كل انواع الغرامات اذن, سوف يكون من الرائع ان نتوقف عن كسر المزيد من القوانين |
| Var olan tüm bu ilanlar, skandal gazeteleri, tartışmaların hepsi benim bu çalışmam hakkındaydı. İnsanlar henüz çalışmayı görmeden, filmler yasaklanmış oluyordu. Politikacılar da bu işe bulaştı. Her türlü şey, büyük manşetler. | TED | اذا هذه صحف الفضائح, الصحف الصفراء, المناقشات التي تجري وكلها عن هذا العمل افلام كانت تحظر قبل ان يأخذ الناس فرصة مشاهدتها السياسيون كانوا يتدخلون كل انواع الاشياء, عناوين رئيسية عظيمة |
| Fakat bugün konuşacağımız şey esas olarak tasarım. Gerçekten iyi olan tasarımcılar sünger gibidir: gerçekten meraklıdırlar ve karşılarına çıkan Her türlü bilgiyi emerek, bizim gibi insanların kullanabileceği bir şekle sokarlar. | TED | لكن المهم هو ما سنتكلم عنه اليوم هو التصميم. المصممون الجيدون مثل الاسفنج. عندهم فضول للمعرفة. يستوعبون كل انواع العلومات التى تأتي في طريقهم. و يحولوها كي يستخدمها الناس مثلنا |
| Biz, Her türlü bilimsel ve sözde -bilime ait tartışmalı konuları inceliyoruz. Ama görünen o ki, buna çok da fazla kafa yormamıza gerek yok ne de olsa 2012'de dünyanın sonu geliyor. | TED | قمنا بالتحقيق في كل انواع التناقضات العلمية و شبه العلمية و لكن تبين انه لا داعي للقلق حول اي من هذا لأن العالم سينتهي في 2012 |
| Başını Her türlü belaya sokuyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت تقع في كل انواع المشاكل، ألست كذلك؟ |
| Bizde Her türlü kocakarı ilacı ve deva vardır. | Open Subtitles | لدينا كل انواع العقارات والادوية |
| Her türlü sey. Neredeyse tüm seri katiller. | Open Subtitles | كل انواع القتل وكل السفاحين تقريبا |
| Bunu söylemen çok tuhaf çünkü ben siyahım ve Her türlü hamam böceğini bilirim. | Open Subtitles | هذا مرح لانك قلت هذا... 'لاني عائد و انا اعرف كل انواع الصراصير |
| Umarım ki resimde her türden bakterinin bulunduğunu görebiliyorsunuz. | TED | وما اود ان تروه هو انه يوجد كل انواع البكتيريا هناك |
| Pek çok kaynaktan hasat edilmiş, her türden ileri teknolojiyi kullanan bir ırk. | Open Subtitles | اى جنس يستعمل كل انواع التقنيات المتقدمة المستفاده من مصادر المتعددة |
| Oradaki insanlar her çeşit ufak pis sırlara sahipler. | Open Subtitles | الناس هناك لديهم كل انواع الاسرار الصغيره القذره |