Leo, bizim yaptığımız her şey sihirli hayatımızı devam ettirmekle ilgili. | Open Subtitles | ليو، كل شيء نفعله مخصَّص لحياة المسحورات |
Burada yaptığımız her şey, geleceğimiz bu haritayı ele geçirmemize bağlı bu yüzden eşyalarınızı alın ve sıradaki dalgada yelken açın. | Open Subtitles | كل شيء نفعله هنا يعتمد عليه مستقبلنا في الحصول على هذه الخريطة لذا، خذ ما تريد وأبحر مع الموجة التالية. |
yaptığımız her şey, geri alabilsek bile her şeye rağmen Tanrı görüyor. | Open Subtitles | أتعلم، أن كل شيء نفعله حتى إن أعدناه لسابقته حدث على الرغم من ذلك |
C, yaptığımız her şeyi izliyor. Ona yalnızca daha çok bilgi sağlamış oluruz. | Open Subtitles | سي) يراقب كل شيء نفعله) نحن نمُدّهم بمزيداً من المعلومات ليس إلا |
Ama yaptığımız herşey, yaptığımız her plan bir çeşit yalan. | Open Subtitles | لكن كل شيء نفعله ،كل خطه نرسمها هوا نوع من الكذب |
Yaptığımız her şeye vergi koyan sinir bozucu pisliğin tekidir. | Open Subtitles | إنه لقيط مزجع يضع الضرائب على كل شيء نفعله |
Kongre üyesi, gördüğünüz gibi Global Dinamik'te yaptığımız her şey sınırları zorlamakla ilgili. | Open Subtitles | حسناً يا سيدي كما ترى كل شيء نفعله هنا في مؤسسة الديناميكة العالمية ... متعلق بدفع الحدود |
yaptığımız her şey eninde sonunda Hetty'ye gelmiyor mu? Neredeydin? | Open Subtitles | هل كل شيء نفعله يذهب إلى " هيتي " تلقائياَ ؟ |
Bunların hepsi, yaptığımız her şey, o kaderin bir parçası. | Open Subtitles | -كل هذا، كل شيء نفعله جزء من ذاك القدر . |
yaptığımız her şey, hayatımızın atmosferini yansıtmalı. | Open Subtitles | كل شيء نفعله يجب ان يعكس شيء من حياتنا |
Birlikte yaptığımız her şey büyülüydü. | Open Subtitles | كل شيء نفعله أنا و أنتي معا هو سحر |
Ama düşünürsen, yaptığımız her şey onun önünde oluyor. | Open Subtitles | لكن لو فكرتي بالأمر... كل شيء نفعله يحدث أمامها! |
yaptığımız her şey bunun için, Danno... | Open Subtitles | بل كل شيء نفعله يا دانو |
Bu sınıfta yaptığımız her şey kişisel. | Open Subtitles | كل شيء نفعله في هذا الصف شخصي |
Star Laboratuvarlarında yaptığımız her şey Barry Allen'ı korumak adına. | Open Subtitles | كل شيء نفعله هنا في معامل (ستار) لحماية (باري آلين .. ). |
Ama burada yaptığımız her şey... | Open Subtitles | ! (ولكن سمعتِ ما قاله (هانك كل شيء نفعله هنا ...نحاسب عليه |
yaptığımız her şeyi görüp duyuyorlar. | Open Subtitles | هم يرون ويسمعون كل شيء نفعله |
C yaptığımız her şeyi izliyor. | Open Subtitles | (سي) يراقب كل شيء نفعله. |
yaptığımız herşey işleri daha da kötüleştiriyor. | Open Subtitles | كل شيء نفعله فقط يزيد الامور تعقيداً |